Çağlayan yaptığı yazılı açıklamada, ülkenin bu noktaya gelmesinin sevindirici olduğunu ifade ederek, 2023 hedeflerine emin adımlarla ilerlendiğini kaydetti.
Dünyanın en büyük ekonomisi ABD, Almanya ve Japonya ile birlikte Brezilya ve Rusya'nın bulunduğu kategoriye girmenin kolay olmadığını ifade eden Çağlayan, bu ülkelerin ekonomik büyüklükleri hakkında bilgi vererek, Türkiye'nin geldiği noktada, 2010 yılındaki büyüme performansının önem taşıdığına vurgu yaptı.
Çağlayan, Türkiye'nin 2010'da yüzde 7,9 ile bu grupta ''kişi başına düşen reel gelir artışı'' en yüksek ülke olduğunun altını çizerek, Brezilya'da yüzde 6,5, Almanya'da yüzde 3,6, Japonya'da yüzde 4,2, ABD'de yüzde 1,8, ve Rusya'da yüzde 4,2 artış kaydedildiğini belirtti.
Türkiye'nin 2010'da, bir önceki yıla kıyasla reel milli gelirinin yaklaşık yüzde 9 arttığına işaret eden Çağlayan, bu oranın da diğer 5 ülkenin artış oranlarının üzerinde gerçekleştiğini kaydetti.
Bakan Çağlayan, Türkiye'nin sağladığı büyümenin özel sektör odaklı sağlandığını, yatırımın ve iç pazarın güçlü olduğunu ifade ederek, ülkenin performansına ilişkin karşılaştırmalı şu bilgileri verdi:
''Bu büyüme özel sektör odaklıdır. Türkiye'nin, 2010 yılında 'kamu harcamalarının reel GSYİH'ya katkısı', diğer ülkelerle kıyaslandığında en düşük değere sahiptir. 10.000 dolar liginde yer alan diğer 5 ülke ile kıyaslandığında Türkiye'nin kamu sektörü üzerinden değil, özel sektör tabanlı bir büyüme sergilediği ortadadır.
Bu büyüme sanayi kaynaklıdır. 10 bin dolar liginde yer alan diğer 5 ülke ile kıyaslandığında Türkiye, 2010 yılında yıllık bazda sanayi üretimini Japonya'dan sonra en fazla artıran ikinci ülke konumundadır. Bir önceki yılla kıyaslandığında 2010 yılında Almanya sanayi üretimini yüzde 10,9, Brezilya yüzde 10,5, Rusya yüzde 9 artırırken Türkiye 2010 yılında yüzde 13,1'lik bir sanayi üretimi artışı gerçekleştirmiştir.
Bu büyüme yatırım temellidir. Diğer 5 ülke karşılaştırıldığında 'brüt sabit sermaye yatırımlarının reel GSYİH'ye katkısı' (yüzde 6) en yüksek ülke Türkiye'dir. En yakın Brezilya'da dahi bu oran yüzde 3,8'dir. Diğer ülkeler için bu oran yüzde 1,5'in altında olması, Türkiye'nin 2010 yılında yatırım yönüyle elde ettiği başarıyı ortaya koymaktadır.
Bu büyümeyi iç pazarımızın güçlü olmasına borçluyuz. 2010 yılında, bir önceki yıla kıyasla yüzde 13,3'lük reel iç talep artışı ile 10 bin dolar ligindeki ülkeler içinde en yüksek artışa sahip ülke Türkiye olmuştur. En yakın takipçisi Rusya için bu oran yüzde 10,3 ve diğer 4 ülkenin ise yüzde 10'un altında kalmıştır. Türkiye'nin iç pazarının genişleyen ve dinamik yapısı, Türkiye'nin büyümesinin en önemli kaynaklarından biri konumundadır.
Türkiye büyürken ihracatını da artırmıştır. 10.000 dolar ligindeki ülkelerden Türkiye, Almanya ve Rusya ile birlikte 'mal ve hizmet ihracatının milli gelire oranı' yüzde 20'nin üzerinde olan 3 ülkeden biridir.
Türkiye büyürken, kamu borçluluk oranını düşürmüştür. Türkiye 2010 yılı itibariyle kamu borçlarının milli gelire oranı açısından Rusya'dan sonra (yüzde 10 civarında) en düşük değere sahiptir. Brezilya'da yüzde 60, Almanya'da yüzde 80, Japonya'da yüzde 100'ün çok üzerinde olan bu oran, Türkiye'de yüzde 40'lar civarındadır. Türkiye 2010 yılında bu büyüme başarısını elde ederken aynı zamanda kamu borçlarının milli gelire oranını da 2009 yılına göre yüzde 8 civarında aşağı çekmeyi başarmıştır.''
İSTANBUL HABER AJANSI
