BAE, Türkiye'nin lojistik üssü oldu
Birleşik Arap Emirlikleri ihracat pazarı ve komşu ülkelere dağıtım merkezi olmasından dolayı taşımacılık ve lojistik faaliyetleri açısından Türkiye'nin lojistik üssü oldu.
Toplam 97,8 milyar varil rezerv ile dünya petrol rezervinin yüzde 10’una sahip olan BAE (Birleşik Arap Emirlikleri) OPEC içindeki dördüncü büyük petrol üreticisi konumunda. Günlük petrol üretimi yaklaşık 2,5 milyon varil olan ülke ayrıca dünyanın en büyük beşinci doğalgaz kaynaklarına sahip. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclis Üyesi Kamil Turgut Erkeskin, Birleşik Arap Emirlikleri’nin ihracat pazarımız ve komşu ülkelere dağıtım merkezi olmasından dolayı taşımacılık ve lojistik faaliyetleri acısından da önemli bir ülke olduğunu dile getirdi.
TÜRK FİRMALARI ŞUBE ATAĞINDA
Erkeskin, taahhüt firmalarımızın da bölgede son yıllarda artan faaliyetleri Birleşik Arap Emirliklerine olan taşımacılık talebini büyük ölçüde arttırdığına dikkat çekerek, bu artan talep ile beraber Türk firmaları da BAE de şubelerini açmaya başladıklarını belirtti. Dubai’nin küresel bir lojistik üs olmasının öneminden de bahseden Erkeskin, şunları söyledi: “Doğu-Bati ticaret yolları üzerinde bu özelliği ile Dubai Türk ithalatçıları için de önemli avantajlar sunmakta. Uzak Doğudan konteynerlerle Dubai ye getirilen mallar, uçak ile Türkiye ye getirilmekte, bu sayede transit sure denizyolu taşımacılığı nazaran kısaltılırken, havayolu taşımacılığına nazaran maliyet avantajı sağlanmaktadır. Hatta deniz yolu ile Dubai’ye gelen mallar karayolu ile de ülkemize kısa sürede, maliyet avantajı ile taşınmaktadır.“
SERBEST BÖLGELER AVANTAJLI
BAE’de 15 adet serbest bölgesinin yatırımcılar için cazip bir alan olduğunu dile getiren İTO Meclis Üyesi Atilla Yılmaz’da özellikle Türk müteahhitlerinin Başta Suudi Arabistan olmak üzere Arap ülkelerinde bir takım sıkıntıları olduğunu bunların aşılması halinde iki ülke arasında ticaretin daha da artacağına inandığını söyledi. Yılmaz, ülkemizin en çok ihracat yaptığı ülkeler sıralamasında BAE on birinci sırada yer aldığını hatırlatarak şu anda iki sorun olduğunu bunların çözülmesi halinde özellikle müteahhitlik sektörünün önünün açılacağını kaydetti.
Yılmaz, şunları söyledi:
“Türkiye’de ki müteahhitlik sektörünün yaptıkları işler bu bölgelerde kabul edilmiyor. Yani buralarda şube açılması gerektiğinde yerli bir firma ile ortaklık şartı aranıyor. Diğer bir konu ise teminat mektubu sorunudur. Orada ihalelerde katılmak durumunda kalındığında buradan oraya götürülmeden çok büyük sıkıntılar yaşanıyor. Son olarak Türk bankalarının şubelerinin başta DUBAİ olmak üzere diğer Arap ülkelerinde de sayılarının artmasını istiyoruz.“