• BIST 9092.9
  • Altın 2325.324
  • Dolar 32.3797
  • Euro 35.0246
  • İstanbul 21 °C
  • Ankara 21 °C

Demirtaş: İzmir için hayallerimin sınırı yok

Demirtaş: İzmir için hayallerimin sınırı yok
Pasaport Dalgakıran Projesi’ni 15 yıl önce düşündüğünü anlatan Ekrem Demirtaş, aktivite kazandıracak projeleri önemsediğini belirtiyor; “Vizyon, kentin çehresini değiştiren ve insana dokunan hayallerle oluşur” diyor.

Demirtaş: İzmir için hayallerimin sınırı yok

‘Pasaport Dalgakıran Projesi’ni 15 yıl önce düşündüğünü anlatan İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, aktivite kazandıracak projeleri önemsediğini belirtiyor; “Vizyon, kentin çehresini değiştiren ve insana dokunan hayallerle oluşur” diyor.

İzmir’in EXPO 2020 adaylığından, yaklaşık 10 yıllık mücadele sonucunda aldıkları dalgakıran ihalesine kadar birçok konuyu değerlendiren İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş; EXPO yolculuğunda Yürütme Komitesi’nde olmasa da perde arkasında ve uzağında kalmayacaklarının sinyalini verdi. Demirtaş, Yayın Danışmanı Hamdi Türkmen, Yayın Koordinatörü Dilek Gappi, Yazı İşleri Müdürleri Uğur İşven, İbrahim Akbulut, Muhittin Akbel ve köşe yazarımız Kemal Önderoğlu’nun sorularını yanıtladı, projelerini aktardı. Ortaya koyduğu projelerle kente vizyon kazandıran isim olarak tanınan Demirtaş, İzmir iyimserliğini ortaya koydu ve geçmişten bu yana söylediği projelerin son zamanlarda gerçekleşmeye başladığına işaret etti.

* Önce, son gelişmeyi konuşmak istiyoruz. Pasaport’taki Dalgakıran için yıllar süren mücadeleden vazgeçmediniz ve ihaleyi kazandınız...

Evet, ‘Dalgakıran Projesi’, yaklaşık 15 yıllık bir proje. Hayal etmeden birşey olmuyor tabii. İzmir’in en güzel yerlerinden birinde, yalnızca martıların dolaştığını görünce neden bizler orada değiliz diye merak ediyordum. ‘Bir platform var ve niye boş durur’ diye kendime soruyordum. Biliyor musunuz, platform üstünde de iki bayrak vardır; Türk Bayrağı ve İzmir’in bayrağı. O platform, 15 yıl önce İzmir’e verilmiş şekilde durmaya devam ediyordu. Ardından bu proje Bakan Binali Yıldırım’ın 35 projesi çerçevesine girince, biz konuyu kendisinin çözmesi için bıraktık. Bizim projemizde; kıyıda bir butik otel ve kafe&restoran yapılacak, vapur ise dış tarafa yanaşacaktı. Kıyıyla ilgili projeleri geliştirmeye devam ediyoruz. Şu anda proje kapsamında; gösteri havuzu, seyir terası, hareketli sahne, ışık ve su gösterilerinin yanı sıra bir de akvaryum yapılacak.

Bu süreç yaşanırken, özelleştirme idaresinin ihaleleri de devam edecektir. Biz, İzmir’e cazibe merkezi kazandırmak için varız. Asli işimiz değil ancak sonuç itibariyle bütün üyelerimizi de etkileyecek bir proje bu.

*Projenin maliyeti nedir ve yat bağlama kapasitesi ne olacak ?

Geniş bir içliman burası. Harcamanın sınırı yok. Örneğin bir asansörü suyun içinden geçirip akvaryum haline dönüştürürsek, 15 milyon TL’ye yakın bir maliyet karşımıza çıkabilir. Ancak Konak Pier’in oraya açılır kapanır köprüyle geçirmeye kalkarsak maliyet 2 milyon TL de olabilir. Marinadaki bağlama kapasitesi de sonradan netleşir.

Tepekule’ye denizi ulaştırırız

* Sizin çok projeniz var ancak ondan önce, hayal ettiğiniz İzmir’i özetler misiniz? Sizden nasıl bir İzmir’i dinleriz?

Öncelikle İzmir yaşanacak bir şehir olmak zorunda. İnsanların yaşamını kolaylaştırıcı şeyler yapmak gerekiyor. Fevzipaşa Bulvarı’ndan, Basmane Garı’na oradan Kadifekale’ye; Kadifekale’den Varyant’a oradan Konak’a kadar olan bölüm İzmir’in eski şehridir. Bu eski şehirin özelliklerini ve güzelliklerini ortaya çıkararak korumak gerekiyor. Ve buna göre de planlar, projeler yapmak durumundayız. Öyle güzel yapılar var ki. Bunları ortaya çıkarmak o kadar zor değil. Ayrıca İzmir’in geleceğine yönelik gelişen bir bölgesinin de olması gerekiyor. Aslında bu plan Rahmetli Başkanımız Ahmet Piriştina zamanında yarışma biçiminde ortaya çıkmıştı. İzmir’in çarpık yapılaşan semtlerinde de çok büyük sorunlar var. Bunlar kesinlikle düzelmeli. Hayal ettiğim İzmir bu.

* Sizin hayalleriniz bir süre sonra kentin vizyonu oluyor...

Evet ve o kadar çok şey var ki... Örneğin Tepekule. İzmir’in ilk doğduğu yer Bayraklı sırtlarındaki Tepekule’ye denizi ulaştırabiliriz.

* Bayraklı sırtlarına denizi mi ulaştıracaksınız ?

Tabii ki, biz bunu projelendirdik. Orada yapılacak çalışmalarla deniz kulesini de ortaya çıkarabiliriz. Bize versinler 2 ayda denizi götürürüz.

Yer verilsin özel tur başlatalım

* Siz hep “İzmir geri gidiyor” eleştirilerine karşı çıktınız..

İzmir’in kıymetini bilmesek de yakın zamandan örnek vereceğim; Önceki gün Londra finans sektörünün güçlü ismi Lord Mayer İzmir’e geldiğinde körfezden gözlerini alamadı. Ama tabii şu ayrı bir konu... Öncelikle “İzmir’e gelen insan ne yapsın?” diye bakmak ve gelecek planlamasını buna göre yapmak lazım. Turiste, Levanten turu, Rum turu ya da antik çağ turu yaptırabiliriz, bir körfez turu yaptırabiliriz. Bütün bunlarla ilgili projelerimiz de hazır. Yol güzergahına göre rehberlerin kelime kelime ne söyleyeceğini dahi yazdık. Hazır durumda. Turistlere yaklaşık 9 ayrı tur yaptırabiliriz. İzmir’de dahi, Efes’e, Sart haraberlerine gitmeyen o kadar çok kişi var ki... Bize bir yer gösterilsin. Tur otobüslerimizi oradan çıkartalım, herkes otobüslerin nereden tura çıkacağını bilsin...

* Bu turlar hemen başlayabilir mi ?

Evet hemen başlar. Turlarla Bergama’ya gidilebilir, Şirince’de yemek molasının ardından Efes’e geçilebilir. Bu turların ilk zamanlarında müşteri çok olmayacaktır. Desteklemek gerekiyor. Biz İzmir Ticaret Odası olarak destek vereceğiz, yeter ki turlar otursun. İzmir’in herşeyi turizm. Turizm o kadar çok sektörü hareketlendiriyor ki. Bunun yanında, yaşamı hareketlendiriyor, moral getiriyor şehire. Ticaret Odası olarak turizmin önünü açmak için, turisti getirmek için ne yapmak gerekiyorsa yapacağız. Kongre turizminden, sağlık turizmine kadar pek çok konuya biz elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz. Yakın zamanda kongresini İzmir’de yapanlara otellerde yardımcı olacağız. Örneğin iki kongresini otellerde gerçekleştiren şirketlere, bir kongreyi ücretsiz olarak sağlayacağız.

* Tüm bu projelerin arasında ‘İzmir için en çok önemsediğiniz proje nedir’ diye sorsak...

Çok konu, çok proje var. Mesala kent dönüşümünü de gerçekleştirirsek hayal ettiğimiz İzmir’e kavuşabiliriz.

Kent dönüşümü dediğimiz zaman 50 ayrı sektörü hareketlendiriyor. İnşaat sektöründen, mobilyacıya, perdeciye, elektronik sektörüne kadar birçok sektörü tetikliyor. Kent dönüşümünün getirdiği milli gelirin yanına EXPO’yu da koyarsan, Türkiye’nin milli gelir ortalamasının iki katı oluyor neredeyse.

* İnsanların kullanabileceği alanlar ideal olmalı..

Evet her projede hem ekonomik durum değerlendirmesi yapmak hem insanların yaşam alanı olarak kullanmasına önem vermek gerekiyor. Projeyi yapıp bitirdik, kim oraya neden gitsin? Fonksiyon kazandırmak gerekiyor. Dalgakıranı almamızın nedenlerinden biri bu. İnsanlar oraya tekneye bakmaya gidecekler, dinleti alanına gidecekler, fenerlerde kafeler var. Yani insanların buraya gelmesiyle ilgili fonksiyon kazandırmaya çalışıyoruz. Örneğin Havagazı güzel bir yer ama çoğunlukla boş duruyor. Çok ufak dokunuşlarla İzmir’de farklı şeyler yaratabiliriz. Mesela Basmane Garı da çok güzel bir yer olabilir. Karadeniz yemeğinin, Samsun’un pidecisinin, Diyarbakır’ın yemeğinin farklı lezzetlerle beraber sunulacağı harika bir yer olabilir. Salepçioğlu Camii 1904’te barok stilinde yapılmış harika bir cami. Önüne kocaman bir işhanı eklemişiz ve cami kaybolmuş gitmiş. Salepçioğlu Camisi’ni de ortaya çıkarmalıyız.

35 projenin çoğu bizim projemiz

* İzmir’in genel silüeti için neler yapılabilir?

Şu anda böyle bir çalışma yürüyor. Mimarlar seçildi, 10 bölgeye ayrılmış şekilde çalışmalarını yapıyorlar. Bu kapsamda İzmir’in bir rengi, kimliği olması düşüncesiyle bundan sonraki ruhsatları verirken de dikkatli olmak gerekiyor. Yeni cepheler yaratmak gerekiyor. Biz hep sefertası gibi binalar yaptık. Mesela Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’nda birbirinin kopyası binalar var. Bir kaç değişik yapının dışında hepsi aynı.

“Bakanlar İzmir için şans”

* Hükümet’in İzmir için 35 projesi realize olmaya başladı. Siz olsaydınız 35 projeyi nasıl sıralardınız?

Biz projeleri zaten sıraladık. Hatta 35 değil 36 yaptık. Başına da EXPO’yu koyduk. EXPO’nun ardından diğer projeleri sıraladık. O sıralamayı Meclis Üyelerimizle beraber yaptık. İzmir için belirlenen 35 projenin çoğunluğu daha önce bizim hazırladığımız, kent için gerekli projelerdir. Sonuçta İzmir’in şansı döndü. Özellikle iki Bakan, Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay, İzmir için bir şans. Bunu da her alanda hissediyoruz.

Kruvaziyer ihalesi kıran kırana geçer

* Sizin öncülük ettiğiniz alanlardan biri de kruvaziyer turizm. Bu konudaki gelişmeler ortada. Şimdi büyük bir ihale İzmir’i bekliyor. Siz bu ihaleye çok katılımcı bekliyor musunuz?

Bence İzmir’in merkezinde, içinde otel ve AVM de olan proje için kıran kırana bir yarış yaşanır. Kruvaziyer liman oraya hareket getiren bir fonksiyon olacaktır. Şu an İzmir’in kabi sayılacak bölgede yaşanan tablo şu; Kordon’un yeşilliği devam edip giderken birden limana yaklaşıldığında ucube viyadük ayakları ortaya çıkıyor, sonra duvarlar geliyor, sonra gidiyorsunuz liman binası, gümrük binası, silolar derken kötü bir görüntü var. Bu proje ile oradaki yeşilliği Alsancak Garına kadar götürmeyi düşünüyoruz. O bölümde tren hatlarını azaltıp, araç trafiği yeraltına alacak ve muhteşem bir güzellik ortaya çıkacak. İzmir o kadar güzel ki... Otel ve AVM özellikle bölgeye hareket katacaktır. Bu ihaleyi alan grubun kruvaziyer işletmeciliğini bilen bir grupla birlikte konsorsiyum kurarak ihaleye katılması doğru olacaktır.

Alsancak Stadı’nın etrafı çok kıymetli

* Siz olsanız Liman’a yakın olan Alsancak Stadı’nı ne yapardınız?

Önceki planlarımız da amaç orayı limanın geri sahası olarak kullanmaktı. İzmir limanı, dünyanın en önemli limanlarından birisi. Ancak melez çayını doldurup yer kazanınca ihtiyaç olmayabilir. Özellikle, tren istasyonunun arkasından Mürselpaşa Bulvarı’nın oraya kadar uzanan bölgede İzmir’in en güzel yapıları var. 1950’lerde İngilizlerin yapmış olduğu binalar muhakkak değerlendirilmeli.

Bölgenin tümü farklılık kazanır

Kruvaziyer turizmde İzmir’in yakaladığı gelişmeye uygun bir limanın yapılacağına dikkat çeken Ekrem Demirtaş, projenin aynı zamanda bölgeyi bambaşka bir çehreye taşıyacağına işaret ediyor.

Kordon’da yaşananlar iş alemine yakışmıyor

Büyükşehir Belediyesi ve esnaf arasında Kordon’da yaşanan tartışma, kayıkçı kavgasına dönüştü. Çünkü diyalog eksikliği var. Orada bir dernekleşme oldu. Derneğin yöneticisi, iş alemine yakışmayan eylemlerle tehditlerde bulunuyor. ‘Kapatırız, gösteri yaparız’ gibi yaklaşımlar bizim yöntemlerimiz değil. Burada koruma ve kullanma kriterlerine göre doğruyu bulmak zorundayız. Belediye orayı bırakırsa inanılmaz çirkinliklere sahne olur. Onun için belediyenin kontrol etmesi son derece yerinde, oradaki kişilerinde kurallara uyması gerekiyor. Neyi çözeceklerini zannediyorlar ki?

‘Bu tür eylemlerden vazgeçerek, kurallara uyma anlayışı içerisine girdiğiniz takdirde, önünüze geçip belediyeyle konuşuruz’ diyoruz. Kordon’da çözüm için 4 farklı projeyi Büyükşehir Belediyesi’ne sunduk. Konuyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor.”

Çeşme’nin de çehresi değişmeli

“Kentimiz için büyük çekici güçlerden biri Çeşme olacak. Yaklaşık 1.5 yıl kadar önce biz o projeyi geliştirdikten sonra Çeşme Belediyesi’nin, Valimizin desteğini aldık.
Mimarlar Odası ile konuştuk ve destek vereceklerini söylediler. Bunun üzerine ortak bir kurum oluşturuldu. Önce röleveler hazırlandı. Şimdi o röleve üzerinden çalışmalar sürüyor. Çeşme’ye Marina yapıldı bir hareket doğdu ve kışın dahi yaşam geldi. Bu çalışma da Çeşme’nin çehresini değiştirecek”

EXPO’nun fikir babası Ticaret odası

* İzmir için EXPO adaylığı fikrini ortaya ilk siz attınız. 2015 yolculuğunun da kaptanlarından biri oldunuz. Bu kez Yürütme Komitesi’nin içinde olmak istemediniz, ne düşünüyorsunuz?

EXPO’yu biz 20 yıldır düşünüyoruz. Bu işi bir projeden, bir rüyadan gerçeğe dönüştürdük. 2015’te alabilmek için çok emek harcadık. O dönemde bütün işlerin yani; logo, dosya ve EXPO için her türlü çalışmanın birebir içindeydik. Yer seçimini de gerçekleştirdik fakat oylamalar sonunda hepimizin bildiği nedenlerden dolayı küçük bir oy farkıyla kaybettik. Ama bu dünyanın sonu değildi. Haklı olarak çok üzüldük, çünkü elimizden gelen herşeyi yapmamıza rağmen son anda kaybettik. Son gece, bu iş artık bitti diye çok rahat uyumuştuk. Ancak bazı İtalyan işadamları tabloyu değiştirdi. Ama vazgeçmemek gerektiğini düşündük ve döndüğümüzde EXPO 2020, 2020 EXPO gibi birçok sitenin yaklaşık 26 uzantısının patentini aldık. EXPO 2020 için çalışmaya karar verdik. Şu anda yeni bir Bakanlar Kurulu kararıyla, bu işin organizasyon yapısı belli oldu. Çalışmaya başlandı ancak tempo kazanması zaman alıyor, olabilir. Bu tempoyla gitmeyeceğini zaten biliyoruz, tempoyu yükseltmemiz gerekiyor. Kısa sürede tempo kazanmak zorundayız.

* EXPO’da İzmir’in ciddi rakipleri var. Bir adım öne geçmek için neler yapmamız gerekiyor?

EXPO’nun iki yönü bulunuyor. Bir; sunumlar, seyahatler yapılacak, gelenler ağırlanacak, raporlar genel kurula sunulacak, bu ayrı birşey. Bir de 157 artı oluşacak yeni üyeler sandığa oy atacak. Bu kişilere bugünden odaklanmak, lobi çalışmalarına bugünden başlamak gerekiyor. Biz şu anda İTO olarak yürütme kurulundan, yönlendirme kurulundan, lobi çalışmaları için görev talep ettik. Henüz daha görev verilmedi eğer verilirse, birikimimizle bu konuda çalışmaya devam edeceğiz. Ama sıfırdan başlamayacağız, biz zaten daha önceden çalışmaya başladık. Burada seçim kazanmak için Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri Bakanı ve bizler en önemli faktörleriz. Seçimi sonuçta sandığa atılacak oy kazandırır. Ona göre çalışmalıyız. Yine İngiliz Lord Mayer’dan örnek vereceğim. İzmir’e geldiğinde konuşmamızda EXPO’yu açacaktım ancak bir gün önce kendisine Cumhurbaşkanımız Gül EXPO’yu anlatmış. Kim gelirse gelsin Cumhurbaşkanı mutlaka EXPO’yu söylüyor. Birlikte çalışmalıyız. Sayın Başbakan aynı şekilde. Bunun yanında Türk okullarının da Afrika’da katkısı büyük. Hükümetten destek aldığımız açık, seçim böyle kazanılır.

* Ancak siz bu çalışmaların biraz uzağında duruyor gibisiniz...

EXPO’da kenarda durma hakkımız yok. Bu sorumluluk çerçevesinde görev istedik. Kaldı ki EXPO’nun fikir babası İTO’dur. Türkiye’nin gündemine sokan da İTO’dur.
Bugün kurumlarda olmamak kenarıda durmak değildir, biz bu işin kazanılması için her türlü çabayı göstermek zorundayız.

* EXPO’ya yönelik İzmir yatırımları neler olmalı ?

Bunların hepsi hazır zaten. Önceki adaylığımız için hazırladığımız dosyada birçok proje yer alıyor. Yaklaşık 25 milyar dolarlık proje bunlar. İnciraltı’ndan Çiğli’ye tünel ve viyadükle geçiş, ortada bir EXPO adası, orada bir sembol kule veya yapı.
Ve o viyadük üzerinden karşıya geçiş de var. EXPO adası daha sonra insanların plaja gireceği yer olacak projelerin arasında vardı.

ARTIK ÇEKİŞME OLMAMALI

* EXPO logosu açıklandı ve hala tartışılıyor. Siz de daha önce bir logo belirlemiştiniz...

Öncelikle bu yolda artık çekişme ve çatışmayı değil de, gelişmeyi konuşmalıyız. Ben iki ayrı logoyu değerlendirirsem birilerini kırarım. O yüzden; o farklıydı, bugün oluşan logo farklı. Logoyla ilgili olumlu ve olumsuz eleştiriler olması doğal. Ancak logoyu EXPO 2020 diye sunduğumuzda, EXPO için hazırlanacak eşyalardan, özel bardaklardan, EXPO 2020 maskotuna kadar herşeyinin de düşünülmüş olması gerekir.

www.UlasimOnline.Com

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Ulaştırma | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim