Güney Kore'nin güney sahili açıklarında çoğu lise öğrencisi 300'ü aşkın kişinin hayatını kaybettiği feribot kazasından sorumlu tutulan, kaçak durumdaki feribot sahibinin ölü bulunduğu bildirildi.
Güney Kore polisinden yapılan açıklamada, geçen ay bir erik tarlasında bulunan cesedin, batan Sewol feribotunun fiili sahibi Yu Byung-eun'a ait olduğunun belirlendiği belirtildi.
Feribotun 16 Nisan'da batmasının ardından yapılan soruşturma, feribottaki yetersiz güvenlik tedbirlerinin sorumlusunun Yu olduğunu göstermişti.
Yu, zimmetine para geçirmek ve ihmalkarlık sonucu ölüme sebebiyet vermenin de aralarında bulunduğu çeşitli suçlardan yargılanmasına karar verilmesinin ardında sorgulanmayı reddederek kayıplara karışmıştı. Güney Kore makamları, mayıs ayında Yu'nun yakalanmasına yardım edecek kişilere 500 bin dolar ödül verileceğini duyurmuştu.
Güney Kore polisinden bugün yapılan açıklamada, 12 Haziran'da başkent Seul'un 400 kilometre güneyinde bulunan kimliği belirsiz cesetten alınan DNA örnekleri üzerinde yapılan incelemenin, söz konusu kişinin, Yu olduğunu gösterdiği belirtildi.
Sucheon'daki yerel kolluk kuvvetlerinin başkanı Vu Hyung-ho, basına yaptığı açıklamada, "son derece bozulmuş durumdaki" cesetten alınan DNA örneklerinin, Yu'nunkilerle eşleştiğini söyledi. DNA örneklerinin, Yu'nun ağabeyinden alınan DNA örnekleriyle de uyuştuğuna işaret eden Vu, cesetten alınan parmak izlerinin de Yu'ya ait olduğunun saptandığını kaydetti.
Cesedin yanında çok sayıda alkollü içki şişesi bulunduğunu anlatan Vu, "Olayın cinayet olduğuna ilişkin delil yok. Daha ayrıntılı bir adli tıp analizi ve Ulusal Adli Tıp Servisi'nin yapacağı ikinci otopsinin, ölüm nedeni de dahil olmak üzere diğer ayrıntılara ışık tutacağına inanıyoruz" dedi.
Zengin bir iş dünyası lideri, dini bir tarikatın ortak kurucusu, eserleri, Ahae takma adıyla dünyanın belli başlı sergi salonlarında sergilenen bir fotoğraf sanatçısı olan Yu, aynı zamanda patenti kendisine ait olan kolon ve rektum yıkamayla ilgili buluşuyla da ödül kazanmış bir mucit. Din kisvesi altında sürekli dolandırıcılık yapmaktan 1992'de suçlu bulunarak 4 yıl hapis yatmış olması, Yu hakkındaki diğer göze çarpan ayrıntıyı oluşturuyor.
Yu'nun ölümü hakkındaki komplo teorileri
Polis tarafından yapılan açıklamalara karşın, erik tarlasında haziranda bulunan cesedin Yu'ya ait olmayabileceği, çeşitli çevrelerce dile getiriliyor.
Kurucuları arasında olduğu tarikat tarafından yerel basına yapılan açıklamada, Yu'nun hiçbir zaman içki içmediğine işaret edilerek etrafında içki şişeleri bulunan cesedin ona ait olmayabileceği dile getirildi.
Yonhap haber ajansına açıklamada bulunan bir polis de onlarca yıllık mesleki tecrübesine dayanarak, bozulmuş halde bulunan cesedin "yüzde 110 Yu'ya ait olmadığına" inandığını belirtti.
Yu'nun en son 25 Mayıs'ta sağlıklı olarak görüldüğüne dikkati çeken uzmanlar, kendisine ait olduğu bildirilen cesedin bu kadar kısa zamanda bu denli bozulmuş olmasının kuşku yarattığını vurguluyor.
