Halliburton Meksika körfezine de felaket getirdi
Amerikan lojistik devi Halliburton'ın Basra körfezinden sonra Meksika körfezine de felaket getirdiği ortaya çıktı. Irak savaşının kaymağını yiyen şirket olarak bilinen Halliburton, batan petrol platformu için BP'ye düşük kaliteli çimento sattığını kabul etti.
Üstelik hem Halliburton, hem de BP, çimentonun gerekli özellikte olmadığını biliyordu. Amerikan tarihinin en büyük çevre felaketi, Irak savaşıyla hangi ortak paydada buluşabilir?
Cevabı, Beyaz Saray'ın Meksika körfezindeki petrol sızıntısını soruşturmak için kurduğu komisyonun raporundan.
Ve o cevap, Halliburton. Irak savaşında Amerikan ordusuna yüksek maliyetli servis sağlayarak, orduyu milyonlarca dolar zarar uğratan lojistik devi.
Irak savaşına giren Bush yönetiminin başkan yardımcısı Dick Cheney'nin, 5 yıl süreyle başkanlığını yürüttüğü şirket. Halliburton'ı Meksika körfezine bağlayan konu çimento...
Patlayarak batan petrol platformunda kulllanılan çimentoyu onlar sağladı. Komisyon raporuna göre, Halliburton, İngiliz petrol şikreti BP'ye satışı yaparken, ürettiği çimentonun güvenilir olmadığını biliyordu.
Dahası bunu BP de biliyordu
Raporda iki şirketin bile bile petrol platformunda endüstri standartlarının altında çimento kullandığı belirtiliyor.
Halliburton, konuyla ilgili açıklamasında sorumluluğu BP'ye attı. "İngiliz petrol şirketi test raporlarını yanlış değerlendirdi veya o raporların gerektirdiği testleri yapmadı" dedi.
Ancak bu açıklama yatırımcıları tatmin etmedi. Halliburton'ın hisseleri yüzde 16 değer kaybetti. Petrol sızıntısının masraflarının bir bölümünde sorumluluğun Halliburton'a kalacağı tahmin ediliyor.
Bu aslında ne Amerika kamuoyu ne de dünya kamuoyu için bir ilk Dick Cheney'nin eski başkanı olduğu Halliburton, Bush yönetimi döneminde Irak'ta dev kontratları ihaleye girmeden almış, verilen bütçeyi milyonlarca dolar aşan maaliyetlerle Irak savaşının faturasını iyice ağırlaştırmıştı.
Şirketin ortaklıkları Nijerya'da petrol ihalelerini rüşvet vererek aldıkları suçlamasıyla soruşturuluyor.
Şirketin, 2007 yılına kadar, yaptırımlara rağmen İran ile iş yapması ve 2007'de merkezini Dubai'ye kaydırması da Amerikan kamuoyunda eleştiriliyor.
