Mersin Lojistik Platformu Başkanı Jozef Atat, belediye marinasının kruvaziyer limanı yapılması için çok uygun bir yer olduğunu belirterek, “İşe yaramayan ve hacizli gemilerin bağlandığı çok atıl bir rıhtım, kruvaziyer limanın deyince mi değerlendi?” dedi.
Mersin Lojistik Platformu Başkanı ve Mersin Deniz Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Jozef Atat, Mersin ekonomisinin önde gelen gündem maddelerini değerlendirdi. Mersin’in son dönemdeki en önemli konularının başında gelen kruvaziyer turizmine ilişkin çalışmalar ve kente getirileri ile ilgili görüşlerini açıklayan Atat, bu yaz 5-6 geminin programa girdiğini kaydetti. Bunun güzel bir gelişme olduğunu ifade eden Atat, Uluslararası Mersin Liman İşletmesi AŞ’nin de bir kruvaziyer rıhtımı yapmayı planladığını anımsatarak, önümüzdeki 1-2 yıl içinde bunu gerçekleştireceklerini dile getirdi. Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu başkanlığındaki heyetin, kruvaziyer turizminin dünya devi firmaları MSC ve Costa ile görüşmeleri sonucunda, kruvaziyer hatlarının 12 günlük turlarında Mersin’i gündeme getirmeleri ve uğrak yapmalarının çok olumlu bir gelişme olduğunun altını çizen Atat, “Onların düşüncelerini bile olumlu olarak kabul ediyorum. En azından Mersin gündemde. Olur veya olmaz, bunu önümüzdeki zaman gösterecek. Biz de buna sonsuz destek veriyoruz. Çünkü buraya gelecek olan 3 bin turistin bir yerden bir yere hareket etmesi, gezdirilmesi de lojistiği ilgilendiriyor. Biz de onun lojistik yönünde destek veriyoruz” dedi.
“BELEDİYE MARİNASI KRUVAZİYER LİMANI İÇİN ÇOK UYGUN”
Kruvaziyer limanının yapılması düşünülen lunapark alanının yan tarafındaki belediye marinası ile ilgili tartışmalara da değinen Atat, konu kamuoyunda tartışılıyor olsa da oranın en uygun yer olarak görüldüğünü vurguladı. Dengelere ve olumlu-olumsuz yönlerine bakmak gerektiğini ifade eden Atat, “İlk bakışta sanki orası uygunmuş gibi geliyor. Çünkü orası işe yaramayan ve hacizli gemilerin bağlandığı bir rıhtım olarak gözüküyor, çok atıl. Şimdi kruvaziyer limanı yapılacak deyince mi çok değerlendi orası? Herkes bir laf ediyor ama yanlış bence. Hakikaten güzel bir konumda orası” diye konuştu.
“6-7 BİN EURO ÖDEYEN İNSANLARI TOZUN DUMANIN İÇİNDEN GEÇİREMEZSİNİZ”
Söz konusu yerin kruvaziyer limanı olması durumunda Mersin kargo trafiğini de hiç engellemeyeceğine işaret eden Atat, yolcularla kargoyu ayırmak gerektiğine vurgu yaptı. Kruvaziyer turizmini tercih edenlerin hayat seviyeleri çok yüksek ve rahatlarına düşkün insanlar olduklarına dikkat çeken Atat, “Onları tozun, dumanın, çimentonun, kömürün arasından geçirip Mersin’de, Kapadokya’da veya Antakya’daki dini inanç yerlerine götürüp gezdiremezsiniz. Onlara özel, güzel tesisleri yapıp sunmamızda fayda var. Çünkü bu insanlar 6-7 bin Euro bilet parası veriyorlar; gelip tozun, dumanın, toprağın arasından geçecek halleri yok bu kişilerin. Bence sözü edilen yer çok uygun bir yer, güzel bir yer ama tabi tam statüsüne bakmak lazım” ifadelerini kullandı.
“TAŞUCUNDA ŞANS GÖREMİYORUM”
Silifke İlçesi Taşucu beldesi ve SEKA Limanı’nın kruvaziyerde ikinci durak olarak değerlendirilmesine de sıcak bakmayan Atat, şunları söyledi: “Kruvaziyer şehir, gezmek, inanç turizmi ve hareketlilik ister. Oralarda bu anlamda fazla bir şey yok. Oralar şu anda bence gündem dışı. Biz ilimizi kalkındırmaya uğraşıyoruz ama ilk önce şehrimize öncelik vermemiz lazım, çünkü şehirlerle bu işler yürüyor. Kruvaziyer gemileri 12 günlük turlarda Barselona, Cenova, Venedik, Trieste, Nice, Monte Carlo, Malta, Pire gibi büyük şehirleri geziyor. İzmir Kuşadası mesela; orada Efes’e, Milet’e gidiyorlar ki, bunun bir hinterlandı ve geçmişi, arka planı olması lazım. Bu nedenle Taşucu’nda ben bir şans göremiyorum. Doğruyu söylemek lazım; yoksa o da olur bu da olur, öbürü de olsun dersek hiçbir yere varamayız, hiçbir şey yapamayız. Bırakın bazı yerleri çıkaralım, bir yere odaklanalım ki, enerjimiz orada olsun; enerjimizi kaybederiz yoksa.”
Ro Ro seferlerine zammın gündemde olmasını da değerlendiren Josef Atat, son zamanda dünyada petrol fiyatlarının aşırı artması nedeniyle hemen hemen bütün taşıma sektörlerinin zam yapmak mecburiyetinde olduklarının altını çizerek, bunun kaçınılmaz bir durum olduğunu söyledi. “Çünkü maliyetleri artıyor, artan maliyetlerinin karşılığında bir zam yapacaklar, bu da tüketiciye yansıyor mecburen” diyen Atat, Mersin Limanı’ndan zam konusunda şu anda herhangi bir talep olmadığını bildirdi.
“ÜZGÜNÜZ, MERSİN’DE OLMAMASINI İSTERDİK AMA OLUYOR”
Mersin Limanı’ndan geçen yıl 1 milyon 100 bin TEU mal elleçlendiği, bu yılki hedefin 1 milyon 250 bin TEU civarında olduğu bilgisini veren Atat, hareketin ve çok büyük hacmin olduğu yerde ne yazık ki, böyle ufak tefek şeyler olabildiğini ve olacağını söyledi. Bunu engellemek için bütün dünyanın narkotik olarak bu işin peşinde olduğuna dikkat çeken Atat, şöyle devam etti: “Mersin polisi de bu işi çok iyi bir şekilde organize ederek çözümledi. Bu mahkemeye intikal etmiş bir konu, mahkemenin vereceği kararlar da önemli, açığa çıkacaktır mutlaka. Fakat bu işi yapan nakliye şirketleri değil. Mesela bu işin arkasında dünyanın en büyük konteyner hattı var, onlarla hiçbir alakası yok. Malın içine konulan veya konteynerin gizli bir yerine saklanan bazı şeyler olabiliyor, bundan kaçınmak çok zor. Bunları emniyet güçleri çözecektir, adliye de bunun sonucuna gidecektir. Üzgünüz, Mersin’de olmamasını isterdik ama oluyor. Türkiye’nin muhtelif yerlerinde oluyor, bazısı basına yansıyor bazısı yansımıyor. Maalesef Mersin’de iki tane üst üste oldu. Burası bir ticaret güzergahı, ticaretin olduğu yerde maalesef böyle küçük şeyler oluyor. Kasıtlı bir şey olduğunu zannetmiyorum, illa Mersin değil, belki diğer yerlerde de oluyor ama görünmüyor. Sonuçta polisin başarısı bu.”
