Mescier Demir Çelik Sanayi Genel Müdürü Mehmet Mescier, bu yılın ocak ayında 30 milyon TL'lik yatırımla faaliyete geçen yeni haddehane ile yıllık 650 bin ton üretim kapasitesine ulaşacaklarını söyledi. 2011 yılında inşasına başlanan ve Ocak 2013'te devreye sokulan yeni haddehane yatırımı ile 2013 yılında üretim kapasitesinde yüzde 50'nin üzerinde artış yaşanacağına dikkat çeken Mescier, "23 yıllık geçmişi olan Mescier Demir Çelik, ilk kurulduğunda yıllık 10 bin ton üretimi vardı. Günümüzde 400 bin ton olan yıllık üretim kapasitemizi yeni yatırımımızla birlikte artırmayı hedefledik. 2012 yılında, planlananın üzerinde üretim ve satış rakamlarını yakaladık. Yıl sonuna kadar yaptığımız üretim, iç ve dış piyasa satışlarında 2011 yılına oranla yüzde 15 artış sağladık. Ciro anlamında 2011 yılı ile arasında büyük bir değişim olmadı. Bunun sebebi ise 2011 ile 2012 yılı arasındaki demir çelik ürünlerinin pazar değerlerindeki düşüştür. Ama miktar olarak üretim ve satışlarımızdaki yükseliş devam etmekte" diye konuştu.
Bu yılın başında üretime başlayan tesiste orta kesitli köşebent ve profil üreteceklerini, bununla birlikte 650 bin tonluk yıllık üretim gücüne sahip olacaklarını söyleyen Mehmet Mescier, "Bu kapasitemizin 500 bin tonu Bartın, 150 bin tonu ise Karabük tesislerimizde olacaktır. Yeni haddehanemizin devreye girmesi ile ticari profil grubunda şimdiye kadar pazarlama gücümüzün olmadığı ürün gruplarının üretimini yapabilecek duruma gelerek, pazardaki gücümüzü daha da artırmayı hedefliyoruz. Bu yatırımın toplam maliyeti 30 milyon TL" açıklamasını yaptı.
Üretimin yüzde 70'i 90 ülkeye ihraç ediliyor
Bartın ve Karabük'teki tesislerde yıllık 400 bin ton civarında gerçekleştirilen üretimin yüzde 70'lik bölümünün 90 ülkeye ihraç edildiğinin altını çizen Mescier, şöyle devam etti: "2011 yılında toplam 375 kişiden oluşan teknik ve idari ekibimizle İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu sıralamasında ülkenin en büyük 287'nci sanayi kuruluşu olarak üretim ve ihracat faaliyetlerimize devam etmekteyiz. 2011 yılı itibarı ile ülkenin en fazla ihracat yapan 99'uncu şirketi olmanın gururunu yaşıyoruz. Aynı zamanda Karabük ve Bartın'ın en fazla ihracat yapan firması unvanı Mescier'e ait" bilgilerini verdi.
"Avrupalı üreticiler de rakip oldu"
Türkiye demir çelik sektörünün dünya üzerinde etkisinin çok fazla olduğuna değinen Mehmet Mescier, "Dünyanın en büyük 10'uncu üreticisi olmasına rağmen en fazla ihracat yapan üç ülkeden biri olmayı başarıyoruz. Özellikle uzun ürünlerde dünyanın her yerine ihracat yapabilme başarısı gösteriyoruz. Bunları yaparken en büyük rakiplerimiz genellikle Çin'di. Fakat Avrupa'nın ekonomisindeki küçülmeden sonra Avrupalı üreticiler de bizlerin en büyük rakiplerinden oldu. Dünya ortalamasının çok üzerindeki enerji maliyetleri ile tüm dünya ile rekabet edebilmenin zorluğunu bütün Türk demir çelik üreticileri yaşıyor. İhracat yaptığımız ülkelerde yerel küçük üretimler yapılmaya başlanıyor. Yerel üretimlerdeki üretim maliyetleri bizlerin maliyetlerinin çok altında olmasına rağmen ürün kalitesi sayesinde bu rekabet ortamından başarı ile çıkabiliyoruz. Türkiye'deki üretim/tüketim oranı nedeni ile ülkemizdeki üretimin yarısından fazlasını ihraç etmek zorunda olan bir demir çelik üretimimiz var. Bu fazlalığımız uzun ürün grubundadır. Yassı olarak dönem dönem ithalat yapıyor olsak bile uzun ürünlerde ihracat olmazsa olmazımız" değerlendirmesini yaptı.
Ayrıca, Türkiye demir çelik üretim dengesinin hurda tedarikine bağlı olarak devam etmekte olduğunu, dünyada hurda kullanarak yapılan üretim yüzde 25 civarında iken Türkiye üretiminin hurdaya bağımlılığının yüzde 75 seviyelerinde olduğunu vurgulayan Mescier, şunları söyledi: "Dünyadaki en büyük hurda alıcısı durumumuz halen devam etmektedir. Bu dengenin ülkemizde değişmesi maalesef imkansız. Bütün üretim tesislerimiz bu sisteme göre kurulmuş ve üretimlerine devam ediyor. Neticesi olarak hurdayı dünyanın her yerinden getirip eritip üretip dünyanın her yerine uzun demir çelik ürünü satan bir ülkeyiz. Aslına bakarsak bu durum ülkemiz için iyi bir tablo. Herhangi bir ülkede olacak olumsuz bir durum bizleri çok fazla etkilemiyor, alternatif diğer pazarlara ürünlerimizi sunabiliyoruz. Eğer az sayıda pazar ile çalışıyor olunsa, bu pazarlardaki bir olumsuzluk üretim ve satış planlarımızı alt üst edebilir. 2010-2011-2012 yıllarında bu durumu Avrupa ülkeleri, Libya, Mısır, Tunus ve Suriye gibi pazarlarda yaşadık ve hiçbir üretim düşüşü yaşamadan farklı pazarlara ürünlerimizi pazarladık."
Kaynak: Dünya
