OTOBÜSLERDE 'FİRST CLASS' DÖNEM
Havayolu şirketlerinin neredeyse otobüs fiyatına yolcu taşımaya başlaması, uçakla seyahat eden yolcu sayısını artırdı.
İç hatlarda geçen sene 103 milyona yakın yolcu taşıyan hava yolu şirketleriyle imkanları dahilinde rekabet etmeye çalışan otobüs firmaları, müşterilerine konforlu bir seyahat sunmak için birbirleriyle yarışıyor. Uçaklardaki 'first class' konseptini otobüslere taşıyan firmalar, şehirlerarası yolculuğu konforlu hale getirdi.
Havayolu şirketleri, yolcu sayısını artırmak için bilet fiyatlarını düşürürken otobüs firmaları da rekabet edebilmek için hizmet kalitesini artırdı. Bazı firmalar, otobüsle seyahati daha zevkli hale getirmek için müşterilerine özel hizmetler sunuyor. Otobüslerde uçaklarda olduğu gibi ekonomik ve konforlu seyahat imkanı bulan yolcular, koltukların arkasındaki ekranlar sayesinde istedikleri dizi, film ve programları izleyebiliyor. Diledikleri radyo kanalını dinleyip istedikleri oyunu oynayabiliyor. Wireless internet erişim ağı sayesinde internete bağlanan yolcular, maillerini kontrol edip, sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla sevdikleriyle iletişim kuruyorlar. Kablosuz interneti kullanabilen yolcular, otobüslerde bulunan şarj ünitesi ile dizüstü bilgisayarlarını yol boyunca şarj edebiliyorlar. Sunulan imkanlar bununla da sınırlı değil. Firmalar yolcularına zengin ikramlarda da bulunuyor. Yolcular, sunulan hizmetlerle çevreyi izleyerek keyifli yolculuk ediyor.
Türkiye Otobüscüler Federasyonu Başkanı Rüştü Terzi, Cihan Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, uçaklarda 'first class' olarak nitelendirilen lüks yapıdaki koltuk sistemini otobüslere koyarak, karayolu seyahatini daha konforlu hale getirdiklerini söyledi. Hizmet sektöründe hizmetin sınırının olmadığını kaydeden Terzi, "Konfor artık otobüslerde de var. Otobüscülük sektörü büyük bir yol aldı. Sırasıyla 4 olan koltuklar 3 koltuğa döndü. Koltuklar daha geniş ve rahat. Yatabilme kabiliyetleri daha yüksek. Teknolojiyi en son safhasına kadar kullanıyoruz. Teknolojiyi en son safhasına kadar kullanıyoruz. Bunlardan birisi de koltuk arkası ekran. Çeşitli televizyon kanallarını izleyebiliyorsunuz. Dizilerinizi kaçırmıyorsunuz. Öbür taraftan video yayınları var. Yüzlerce Mp3 çalar ve çeşitli oyunlar ile internet var. Bir yolcunun yolculuk esnasında zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmaması için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Firmalar sundukları hizmetleri çeşitli isimler altında müşterilerine sunuyor" diye konuştu.
300 ila 500 kilometreye kadar olan mesafelerde uçakların zaman açısından çabuk olmadığını savunan Terzi, şöyle konuştu: "Çünkü bulunduğunuz yerden havaalanına 1 saat önceden gitmeniz lazım. Uçuş süresinin de yaklaşık 1 saat olmasının yanında gittiğiniz yerden şehir merkezine gitmeniz ya da gideceğiniz yere ulaşmanız belli bir süre alıyor. Bu da belli bir zaman kaybı yaratıyor. Zamanın çok değerli olduğu bir ortamda insanlar zamana oynuyor. Bizim araçlardaki teknolojiyi son safhaya getirmekteki sebebimiz, insanlar yolculuk süresinin nasıl geçtiğini anlamasınlar. Bu süre içinde işlerini takip edebiliyorlar. dünyadan kopmuyorlar."
"REKABET KOŞULLARI EŞİT DEĞİL"
Havayolu şirketlerinin rekabetinin otobüs firmalarını etkilediğine vurgu yapan Terzi, rekabetin fiyatta değil hizmette olması gerektiğini söyledi. Hava yolu şirketlerinin fiyatlarını kendilerinin belirlediğini, ifade eden Terzi, "İstanbul - Adana otobüs bilet fiyatı 60 lira. Uçakla 58 lira. Böyle bir mantık yok. Bu çok mantıklı bir şey değil. 'Ben rakibi öldüreyim de yarın para kazanırım' mantığı doğru değil. Bu fiyatı uygulamakla kime, nereye zarar veriyor? Nasıl zarar veriyor? Buna hiç bakılmıyor. Rekabet kurumları havayollarını hiç denetlemiyor. İstedikleri fiyatı koyuyorlar. Bizi denetliyorlar. Biz fiyatı düşürdüğümüzde taban fiyat uyguluyorlar. Ama karşımda uçak 58 lira fiyat diyor. Bize de '60 liranın altında satış yapamazsın' diyorlar. Nasıl yapacağız. Bize de müdahale şansınız olmasın. Uçak 58 liraya taşırken ben de 20 liraya çekeyim. Benim bileceğim iş. Devletin müdahale durumları eşit değil" diye konuştu.
