Türkiye’de ise, sektör tarafından her ne kadar döviz kurlarındaki dalgalanmalar ile faiz ve ÖTV oranlarındaki artışlar risk olarak tanımlansa da, otomotiv pazarının kişi başına düşen araç sayısına göre Avrupa’ya oranla halen doymamış bir pazar olması ve gündemde yer alan hurda araç teşvikinin uzun vadede büyümede iki temel unsur olacağı tahmin ediliyor.
Rapor ile ilgili değerlendirmelerde bulunan EY Otomotiv Sektör Lideri Serdar Altay, Türk otomotiv pazarının ekonomideki olumsuz gelişmelere rağmen yakın gelecekte ana oyuncuların iştahını kabartacağına vurgu yapıyor. Sektörün 2013’te geçmiş yıllarda meydana gelen yaralarını sardığını kaydeden Altay, üretim ve satış adetlerinin artış gösterdiğini bildirdi. Serdar Altay, 2013 yılında geçen yıla göre otomobil ve hafif ticari araç pazarının yüzde 9,72’lik artışla 853 bin 378 adede ulaştığını, aynı dönemde otomobil satışlarının ise yüzde 19,48 artış göstererek 550 bin 280 adetten 664 bin 655 adete yükseldiğini kaydetti.
Altay sözlerini şöyle sürdürdü: “Söz konusu talep artışının yanında Türkiye otomotiv pazarının gelişmesi ve genişlemesinde katkısı olduğunu düşündüğümüz unsurlardan bazıları taşıt kredileri stokunun artması ve şirketlerin filo kiralama sektörüne olan ilgisi. Türkiye otomotiv pazarının önümüzdeki dönemlerde de talebe dayalı olarak gelişmesi yanında, sağlanan teşviklerle ülkemizde otomotiv sektöründe üretim ve istihdamın artırılması, yurt dışındaki üreticilerin Türkiye’ye yatırım yapması ve ihracatın artırılması hedefleniyor.”
Motorlu Taşıtlar Vergisi ve hurda araç teşviki sektörü hareketlendirecek
2014 sonu veya 2015 başlarında hurda araç teşvikinin beklendiğini ve sağlanacak teşvikin otomotiv sektöründe yoğun bir hareketlenme sağlayacağına vurgu yapan Altay, “Türkiye’de yaklaşık her bin kişiden 130’u, otomotiv üretiminde lokomotif durumunda olan Almanya’da ise her bin kişiden 600’ü araç sahibi. Bugüne baktığımız zaman, Türkiye’de 2 milyonu binek otomobil olmak üzere yaklaşık 4 milyondan fazla 20 yaş üzeri araç bulunduğunu görüyoruz. Hurda araç teşviki 4 milyon civarında aracın trafikten çekilmesi anlamına geliyor” dedi. Bir diğer beklentilerinin ise karbondioksit salınımıyla ilgili olduğunu dile getiren Altay, “Motorlu Taşıtlar Vergisi konusunda yapılacak düzenlemeyle, AB ülkelerindeki gibi “kirlettiğin kadar öde” diye tanımlanan karbondioksit salınımına göre hesaplanan vergi uygulamasının, tüketici tercihleri üzerinde etkili olmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Global otomotiv sektöründeki büyüme beklentileri yeniden tanımlanıyor
Ekonomik büyümeye ilişkin tahminlerin, geçtiğimiz çeyrekten itibaren küçüldüğüne vurgu yapan Altay, buna bağlı olarak global otomotiv piyasasını gelecek dönemde zor günlerin beklediğini belirtti. Altay, hafif ticari araçta 2012-2017 arasında global pazarın yıllık birleşik büyüme oranı tahmini yüzde 6,3’den yüzde 5,9’a çekildiğine dikkat çekti ve sözlerine şöyle devam etti;
“Kuzey Amerika pazarında hafif ticari araçta 5 yıllık büyüme rakamı, ortalama yüzde 3,1’den yüzde 3’e düştü. Çin otomotiv üretimini kendi bünyesinde tüketerek ihracata dayalı büyümeden iç tüketime doğru kaydırma isteğinde olacak. 5 yıllık vadede Çin için hafif ticari araç satış tahminlerinin yıllık ortalama yüzde 10,6 olarak artacağı öngörülüyor.”
Rapor öne çıkan diğer konular şu şekilde:
· Geçen sene Çin’de 15, Hindistan’da 3, Brezilya’da ise yaklaşık 4 milyon yolcu taşıtı satıldı.
· Bu üç bölgede artan orta sınıf harcamaları ve gelişen alt yapıların otomobil satışlarında patlama yaratacak.
· Bu gelişmelerin otomotiv sektöründe yeni talepler oluşturacağı ve söz konusu taleplerin çoğunun ilk kez araç sahibi olanların oluşturacağının tahmin ediliyor.
· Brezilya, 45 farklı marka, 2.000 model ve 4.000 bayi ile dünyadaki en büyük dördüncü otomotiv piyasası olma yolunda hızla ilerliyor.
· Çin’in 2013 yılında ABD’yi sollayarak en büyük pazar olması bekleniyor.
