Düzenlenen basın toplantısında Türkiye otomotiv sanayisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Önen, 2012 yılı 9 aylık dönemde otomotiv sanayinin, pazar, ihracat ve üretim açısından düşüş eğilimi gösterdiğini hatırlattı. 2011 yılında rekor taleple büyüyen otomotiv pazarının, 2011 sonundan itibaren küçülmeye geçtiğini ve 2010 yılı düzeyinde seyrederek normalleştiğini dile getiren Önen, böylece 2012 Ocak-Eylül döneminde toplam üretimin, azalan iç talep ve ihracat nedeniyle yüzde 10 oranında gerilediğini kaydetti.
Otomotiv sanayisinin, ihracat, iç pazar ve bunlara bağlı olarak üretim açısından eylül ayında da düşüş eğilimini devam ettirdiğine işaret eden Önen, bu yılın 9 aylık döneminde toplam pazarın, 2011 yılı aynı dönemine göre yüzde 12 oranında azalarak 558 bin adede gerilediğini anımsattı. Önen, ihracat açısından yılın ilk dokuz aylık döneminde bir önceki yıla göre, toplam otomotiv sanayi yüzde 10, otomobil ihracatının ise yüzde 9 oranında azalarak toplam otomotiv ihracatının 536 bin adet, otomobil ihracatının ise 300 bin adet düzeyinde gerçekleştiğini söyledi. İç ve dış pazarlardaki talep azalmasının üretime de yansıdığını belirten Önen, bu yılın Ocak-Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv üretimi ve otomobil üretiminin yüzde 10 oranında azaldığını, bu dönemde, toplam otomotiv üretiminin 794 bin adede, otomobil üretiminin ise 428 bin adede gerilediğini dile getirdi.
“SEKTÖRÜN BÜYÜMESİ İÇİN İSTİKRARLI PAZAR ŞART”
Son ÖTV artışına da değinen OSD Başkanı Kudret Önen, 1.600 cc’den küçük araçlarda eylül ayı sonunda yapılan ÖTV artışının, olumsuz etkisini 2013 yılı ilk çeyreğinde göstereceğini söyledi. Türkiye ihracatının yüzde 13′ünü gerçekleştirerek, ihracat sıralamasında ilk sırada yer alan otomotiv sektörünün Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden birisi olduğunu dile getiren Önen, “Otomotiv sektörünün ihracat açısından kazandığı bu başarı ve sağladığı katma değerin devam edebilmesi sektördeki sürdürülebilir büyümeye bağlıdır. Pazarın talep yapısını olumsuz yönde etkileyen istikrarsız vergi değişiklikleri sektör için negatif bir gelişmedir. ÖTV artışları kısa vadede 2013 yılının ilk çeyreğini, uzun vadede ise 2023 hedeflerini olumsuz yönde etkileyecektir. Otomotiv sanayimizin gelişmesi, büyümesi ve hedeflerine ulaşması ancak istikrarlı bir pazarda mümkün olacaktır” diye konuştu.
2012 yılı son çeyreğine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Önen, 2011 yılında otomotiv pazarında önceki yıllardaki daralmanın üzerine daha uygun koşullar oluşması sebebiyle rekor bir taleple karşılaştıklarını, ancak 2012 yılının 9 aylık döneminde, 2011 yılında yaşanan bu yüksek talebin aksine pazarın son aylarda yatay hale geldiğini ve 2010 yılı düzeyinde seyrederek normalleştiğinin görüldüğünü kaydetti. Önen, 2010 yılında 793 bin olarak gerçekleşen otomotiv pazarının 2012 yılında da bu rakamın altında kalmayarak 800 bin civarında gerçekleşmesini tahmin ettiklerini ifade etti.
“KISTAS 2010 YILI OLMALI…”
OSD Başkanı Önen, otomotiv sanayisinin 2013 yılı hedeflerine ilişkin de şunları söyledi: “Dünya ve Avrupa ekonomilerinde iyileşme sinyallerinin olmaması 2013 yılı otomotiv sektöründe üretim ve ihracatta bir artış beklemememiz gerektiğini gösteriyor. Yurtdışından siparişlerin bu yılın devamı olarak minumum yüzde 10 oranında azalması ve ÖTV artışlarının gerçek etkisinin 2013 yılında hissedilecek olması ile birlikte 2013 yılı ülkemiz otomotiv üreticileri için çok zor bir yıl olacak. 2013 yılı üretim rakamlarının 2012 yılının altında 2010 yılı seviyesinde olması beklenmelidir. Bu doğrultuda sektör olarak rekabetçiliğimizi korumak ihracatta ve üretimde başarı için en önemli hedefimiz olmalıdır. Otomotiv sanayi için önemli olan sürdürülebilir ve istikrarlı bir büyümedir. Bu istikrarlı ve sürdürülebilir büyüme için 2013 yılı için de pazarın 2012 yılı ile aynı olmasını bekliyoruz.”
“GECEDEN SABAHA VERGİLER ARTMAMALI”
Yerli marka otomobile dair bir soru üzerine de Önen, OSD olarak yerli marka otomobil konusunda farklı bir katkıda bulunamayacaklarını, bundan sonrasına şirketlerin kendilerinin karar vermesi gerektiğini dile getirdi. Önen, yerli marka otomobilde teknik olarak bir sorun olmadığına işaret ederek, “Önemli olan marka geliştirilmesi ve yaratılmasının maliyeti ile yerli marka otomobil için dünya konjenktürünün uygun olup olmamasıdır” dedi. Otomotiv firmalarının yerli marka otomobili değerlendirdiklerini anımsatan Önen, OSD olarak bu noktadan sonra yerli marka otomobil için fazla görüş bildirecek noktada olmadıklarını dile getirdi.
Türkiye otomotiv sektörünün cazibe merkezi olması gerektiğine işaret eden Önen, “Sürdürülebilir bir büyüme için, sürdürülebilir güven ortamının olması lazım. Geceden sabaha vergilerin gelmemesi lazım. Böyle olduğunda yabancı yatırımcı da tereddüt edebiliyor. Otomotiv sektöründe son dönemde mevcut yatırımların artırılması dışında büyük yatırım gelmedi” diye konuştu. Yılda 4 milyon üretim olarak belirlenen Vizyon 2023 hedefinin otomotiv sanayi için önemli olduğunu vurgulayan Önen, hazırlıkları yoğun olarak devam eden ve 2014–2018 yıllarını kapsayan 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı çalışmalarının bu hedefe ulaşmada önemli bir rol oynayacağını sözlerine ekledi.
www.UlasimOnline.Com
