• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 20 °C
  • Ankara 23 °C

Rusya savaş gemileri Suriye sularında

Rusya savaş gemileri Suriye sularında
Gemilerin Tartus’a ulaştığını açıklayan Şam yönetimi, “Rus donanması Suriye sularında koruma amaçlı devriye gezecek” açıklaması yaptı.

Rusya savaş gemileri Suriye sularında...

Suriye’de askeri müdahaleye şiddetle karşı çıkan Rusya üç savaş gemisini bu ülkenin karasularına gönderdi. Gemilerin Tartus’a ulaştığını açıklayan Şam yönetimi, “Rus donanması Suriye sularında koruma amaçlı devriye gezecek” açıklaması yaptı.

Gemilerde, uzman istihbarat birimlerinin ve çok gelişmiş elektronik haberleşme ve dinleme ekipmanlarının bulunduğu kaydedildi. Dünya medyası gelişmeyi flaş haber olarak duyururken, Rusya’nın bu hamleyle ne mesaj verdiğini tartışıyor. Haaretz Gazetesi, “Rus savaş gemilerinin Suriye sularına gelmesi Moskova’nın Batı’dan Şam yönetimine yönelik bir askeri müdahalesine kesinlikle karşı koyacağının göstergesidir” yorumunu yaparken, Rus Moskovski Komsomolets ise, “Rusya Suriye yüzünden savaşa mı giriyor?” başlığını kullandı. Bugünkü polemiği bu konuya ayırdık ve uluslararası ilişkiler uzmanlarına sorduk: Rusya Suriye için savaşa girer mi? Rus savaş gemilerinin Suriye sınırlarında koruma amacıyla bulunması ne anlama geliyor? ABD’nin Suriye’ye operasyon düzenleyeceği konuşulurken, ülkeler saflarını belirlemeye mi başladı? Bu durumda Türkiye ne yapmalı? İşte farklı görüşler...

‘Rusya kimsenin yanında değil amacı oyunda öne çıkmak’

Ankara Strateji Enstitüsü Ortadoğu Uzmanı Prof.Dr. EROL KURUBAŞ

ESAD’ın Sunday Times’a bu kadar rahat biçimde verdiği, sonuna kadar gidileceğini ifade ettiği röportajdan sonra Rusya da böyle bir tavır alacağına dair işaret gördü kendisi açısından diye düşünüyorum. Bu gemi çıkarma girişimi bu yüzden. Bölgede çok ciddi bir kutuplaşma yaşanıyor, aynı kutuplaşma çoktandır uluslararası alanda da var. Ama ben Rusya’nın, çok uzun süreli olarak Suriye’nin yanında yer alacağını düşünmüyorum. Belki de bu işlerin bu kadar olmayacağına dair, kendi varlığını gösterme eğilimi olarak okunabilir bu girişim. ABD’nin de yanında durmuyorlar, tam tersi, burada bir şey olacaksa sadece ABD’nin istekleri doğrultusunda olmayacak demek istiyor olabilir Rusya. Libya’dan da biraz ders çıkarmışlar gibi.

Tamamen Batı’nın istekleri doğrultusunda gelişmeler yaşandı, yönlendirildi Libya. Rusya’nın Suriye ile köklü ilişkileri de var. Rusya böyle bir şeyi göze alamaz. İç ve dış meşruiyetini yitirmiş bir iktidarı sanmıyorum ki Rusya kurtarabilsin ya da bunu denesin, kalkıp Arap Birliği’nin bile gözden çıkardığı bir yönetimi yanına alıp Arap dünyasını arkasına almasını beklemek bana makul gelmiyor. Şu an kutuplaşma gibi gördüğümüz olguyu, savaş için cepheleşme olarak okumaktan ziyade Esad sonrası Suriye’nin yeniden konumlandırılmasına ilişkin saflaşma olarak düşünmek daha makul. Türkiye yerini çok net belli etmiş durumda. Şaşırtıcı olmayacak biçimde Batı’nın yanında yer alıyor. Eskisi gibi pasif bir yer alma değil bu. Davutoğlu’nun dediği gibi, proaktif, hep bir adım önde olma anlayışıyla hareket ediyor. Türkiye şu anda Fransa, ABD, hatta Rusya ne kadar bu işte olacaksa en az onlar kadar olma iradesine sahip. Ama başarır mı başaramaz mı, bu tartışma konusu.

ORSAM Ortadoğu Danışmanı VEYSEL AYHAN

‘Rusya Suriye’yi değil kendisini koruyor’

RUSYA şimdilik Suriye ile işbirliğini sürdürmeye çalışıyor. Osmanlı Devleti zamanında yapılan Hünkar İskelesi Anlaşması’na benzer olaylar yaşanıyor. Osmanlı Devleti zor durumdayken, Rusya Osmanlı Devleti’nin yanında yer aldığını söyleyerek boğazları kullanmaya başlamış, buna dair anlaşma yapmıştı. Aynı durum şimdi Suriye için geçerli. Suriye’de ciddi bir rejim sorunu var, Rusya da yararlanmaya çalışıyor. Bu sayede kendisine güvenli bir üs elde edecek. Rejim değişikliği meydana gelse bile haklarını korumaya çalışacak. Petrol anlaşmaları da aynı mantaliteyle yapılıyor. Rejim zor durumdayken kendi çıkarlarını korumaya yönelik girişimlerde bulunup, sonrasında da bu hakları sürdürmek temel hedef. Kısacası kendisini düşünüyor, ülke çıkarlarını düşünüyor.

Bir askeri koruma müdahalesi olarak yorumlamak, Suriye’yi koruyor gibi öngörmek çok doğru değil. Saflar belirleniyor demek de şu aşamada doğru değil ama şu gerçek: Bölge ülkeleri ve Türkiye’nin merkezi bir rol oynadığı yeni bir yapılanma var önümüzde. AB ve Batı’nın bu konudaki tavrı da net. Ama ABD ve İsrail politikaları çok net değil. Özellikle İsrail politikalarına çok dikkatli bakmak lazım. Suriye’de bir iç savaş çıkarsa bu İsrail’in lehine olacak. İsrail’in politikası askeri gruplar arasındaki çatışmayı derinleştirmek, toplumsal uzlaşıyı ortadan kaldırmak. Bu, Suriye’nin bir daha asla İsrail karşısında askeri bir güç olarak bulunmasını istemeyen, bunu engelleme hedefinde bir politika. ABD ve İsrail, Suriye’de rejim değişikliği düşünüyor ama amaçları Suriye’nin denklemden çıkartılması. Türkiye ise böyle bir oluşumu, ABD ve İsrail’e rağmen engellemeye çalışıyor. ABD zayıf Suriye yönetimini destekliyor, Türkiye ise Suriye’deki birliğin parçalanmasından çıkacak askeri, hukuksal, siyasi sonuçları karşılayamayacağı için aksi yönde destek veriyor.

 

HABERTÜRK Yazarı, Kadir Has Üni. Uls. İlş. Böl. Öğr.Üy. Prof. Dr. Soli Özel

‘Türkiye köprüleri yaktı Rusya himayesi altına aldı’

ABD’nin Suriye’ye saldırmak gibi bir niyeti olduğunu sanmıyorum. Suriye Libya değil, Beşar Esad’ın da hatırlattığı gibi. Ancak Rusya’nın Esad rejimini himayesine aldığı ya da oradaki geçişi kontrol etmek istediğini söyleyebiliriz. Bu saatten sonra Türkiye nerede durmalı sorusu pek anlam taşımıyor. Türkiye doğru ya da yanlış safını belli etti ve gerek Dışişleri Bakanı gerekse Başbakan’ın ağzından Esad rejimiyle tüm köprüleri yaktı. Bundan sonrasında Suriye’nin mezhep temelli bir iç savaşa sürüklenmemesi için ne yapmak gerekiyorsa onu yapmalı.

Kültür Üni. Hukuk Fak. Devletler Hukuku Uzmanı Prof. Dr. HASAN KÖNİ

‘Türkiye Rusya’yı karşısına almak istemez’

AMERİKA bu kadar ekonomik sıkıntılar içindeyken bir askeri müdahale yapmaz. Zaten Amerikan Özel Kuvvetleri 120 ülkede gizlice savaşıyor. Rusya’nın bu bölgeye bir askeri gemi göndermesinin sebebi ABD’nin buraya müdahale etme ihtimali değil, “Ben Suriye’nin yanındayım’’ demek içindir. Amerika’nın Suriye’ye saldıracağı yok. Biliyorsunuz Rusya da Gürcistan’a girdiğinde, Amerika boğazdan gemiler gönderdi ama o gemiler sadece dışarıda durup “Bu iş yanlıştır ve Amerika Gürcistan’ın yanındadır’’ demek için gitmişti. Buna diplomaside “flag show” yani “bayrak gösterme” deniyor. Türkiye’nin de Suriye’ye bir askeri müdahale yapacak hali yok. Türkiye bütün enerjisini pahalı bir şekilde Rusya’dan alıyor. Çin’le de yakın ilişkileri var ve Çin bundan sonra ekonomik olarak dünyada başat bir durumda. Böyle bir durumda Türkiye Rusya’yı karşısına almak istemez.

Türkiye kendisi de demokratik bir ülke olmaya çalışırken, nasıl mecburen Suriye’ye “demokratik bir ülke ol’’ diyorsa, bu durumda Türkiye Batı’nın, AB’nin, NATO’nun yanında yer alacaktır. Ama BM’den ambargo kararı çıkarsa bu tür kararlara uyar. Türkiye’nin Amerika’nın baskısıyla Suriye’ye askeri müdahalede bulunma ya da Rusya’nın yanında yer alıp Amerika’ya kafa tutma gibi bir gücü yoktur. Siyasetçilerin konuşmalarına bakıp karar vermiyoruz çünkü siyasette atış serbestisi var.

 

‘Rusya Suriye’ye sahip çıkarak ABD’ye kafa tutuyor’

Araştırmacı Yazar, Ortadoğu Uzmanı FAİK BULUT

HER zaman şartlara ve gelişmelere göre kimin kimin yanında olacağı değişiklik gösterebilir. Ama Rusya’nın gemilerini gönderme olayı, Suriye bölgesinde olası Amerikan müdahalesini (bildiğim kadarıyla Amerika da Libya tarafından o bölgeye savaş gemisi göndermekte) önlemeye ya da caydırmaya yönelik bir şeydir. Şu anda Rusya’nın söylediği şey şu: “Ben Suriye’nin arkasındayım’’ Ama bakarsınız yarın başka pazarlıklar olur ve olaylar değişebilir... Rusya “Suriye giderse benim çok önemli bir nüfuz alanım gitmiş, ABD’nin eline geçmiş olacak, Suriye giderse peşinden İran gidecek, İran giderse de ben güneyden kuşatılmış olurum’’ gibi stratejik bir düşünceye sahip. Bir de bu mesele enerji hatlarıyla çok yakından ilgili bir mesele, şimdilik Rusya’nın planı bu doğrultuda. Tabii Putin ve Medvedev arasında da farklar var ve yarın öbür gün kritik bir durumda ya da pazarlıkta şartlar değişebilir. Ama Rusya en azından şimdilik Amerika’nın değil Suriye’nin yanında olduğu mesajını veriyor. Özetle “Libya’yı önleyemedim ama Suriye benim için hayatidir” demeye getiriyor.

www.UlasimOnline.Com

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Ulaştırma | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim