• BIST 9548.09
  • Altın 2492.432
  • Dolar 32.494
  • Euro 34.5189
  • İstanbul 24 °C
  • Ankara 23 °C

Savunma sanayiinde yapılanma tartışması hızlandı

Savunma sanayiinde yapılanma tartışması hızlandı
Savunma sanayii temsilcileri, sektörde herkesin aynı alanda üretim yapmasının mümkün olmadığına işaret ederek, "25-30 yıl bir ürünü destekleyebilecek yapı yoksa, savunma sanayiini kurmanın da anlamı yok" görüşünü vurguladılar


Savunma sanayiinde son dönemde sağlanan başarılar, sektörün nasıl yapılandırılması gerektiği konusundaki tartışmaları da alevlendirdi. Sektörün önde gelen kesimlerinden derlenen bilgilerde, uzun süreli Ar-Ge yapabilecek, sermaye ve birikimi güçlü şirketler etrafında yapılanma, mükerrer yatırım olmaması ve sektörün güçlü biçimde koordinasyonu ön plana çıktı. 

Savunma sanayiinin bilinen ekonomik (arz-talep) yapılanma ile yönetilmesinin mümkün olmadığını belirten sektör mensupları, bu alanda yıkıcı-yıpratıcı rekabete izin verilmeden rekabetin korunmasının ve sektörün koordinasyonunun şart olduğunu vurguladılar. Yüksek teknolojili yerli ürünlerin, özel sektörün katılımıyla üretilmesi için stratejik karar bulunduğu ve bunların ilk aşamasının tamamlanmak üzere olduğunu belirten sektör mensupları, bu yönde yapıcı bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğini vurguladılar. 

Bu sektör kolay, karlı ve dönemlik bir iş değil 

Sektör mensupları tarafından, Türk savunma sanayiinin şu anda yıllık 5 milyar dolar, 2016’da da 8 milyar dolar ciroluk büyüklüğe ulaşacağı, bu miktarın birçok sektöre göre küçük kaldığı kaydedildi. Savunma sanayiinin ağır ve zor, sonuçları bakımından mutlak başarıya odaklı telafi edilemez, yüksek yatırım gerektiren bir sektör olduğu belirtilirken, bu alana girecek herkesin sadece istekli değil, çok uzun süre her türlü zorluğa katlanacak kurumsal yetkinlik ve mali güce, hatta dayanıklılığa da sahip olması gerektiği, hatırlatıldı. İmalat sanayiinin kullandığı en önemli avantajlardan biri olan “ihracat” aracının bu sektör için geçerli olmadığını belirten sektör mensupları, savunma sanayiinde ihracatın çok zor koşullar altında gerçekleşebildiği, dolayısıyla yerli kaynakların kullanımının da olağanüstü hassasiyeti şart kıldığını hatırlattılar. 

"Asgari şart, güçlü şirket yapılanmasıdır" 

Yerli savunma sanayiini oluşturma ve bunda da özel sektörü mümkün olan en güçlü biçimde kullanma yönünde stratejik kararın önceden verildiğini hatırlatan sektör mensupları, bunun en sağlıklı yönteminin çok uzun vadeli olarak planlanması gerektiği, asgari şartın güçlü şirket yapılanması olduğu konusunda herkesin hemfikir olduğu kaydedildi. 

Bu konuda şu değerlendirmelere yer verildi: “Sahip olduğunuz bir teknoloji ve ürünü sürekli desteklemek ve geliştirmek zorundasınız. Bunu yapabilmek de çok güçlü bir kurumsal yapıyı ve elbette bunu sağlayacak mali gücü gerektirir. Bugün en gelişmiş hava aracına, zırhlı araca ya da deniz platformuna sahip olabilirsiniz, bunları en üstün sistemlerle donatabilirsiniz ama iki yıl, beş yıl sonra daha güçlü karşı sistemlere sahip olan ürünler çıkacaktır. Sizin de platformunuzu mevcut gelişmeler ve istenenler doğrultusunda üretirken, bir yandan daha iyisini yapmak için çoktan Ar-Ge ve inovasyona başlamış olmanız gerekiyor. Yapıp sattıktan sonra işiniz bitmiyor. Burada hangi kriterlere göre, kimin bu işi daha iyi yapacağı konusunda iyi karar vermeniz, güvenmeniz ve sonuçta da başarının olması gerekir. 25, 30 hatta 50 yıl boyunca sürekli geliştirebileceğiniz, tehdide göre yeniden şekillendirebileceğiniz ürünleri üretecek kimse yoksa, savunma sanayiini kurmanın anlamı da yok.” Savunma sanayiinde sağlanan özgüvenin sivil alana da yansıdığı, çok kritik alanlarda yerli firma tercihlerinin arttığı, bunun da hem teknolojik derinleşme hem de kaynakların yerli firmalarda kalmasına katkı vereceği kaydedildi.

Herkes her şeyi üretmeye başlarsa sonuca ulaşılamaz 

Sektöre ilgi gösteren ve ürün geliştirme- üretmeye giren birçok şirketin “mevcut ürünlere” yoğunlaşmasının ciddi bir sorun göstergesi olduğunu belirten sektör mensupları, bu alanda koordinasyona ihtiyaç olduğunu, tasarımı milli ürünlerde, muadili ürün ya da yazılımlar olduğu halde, bunların ya kendi bünyelerinde tekrar geliştirilmeye çalışıldığı ya da yurtdışından tedarik etme eğiliminin başgösterdiğini hatırlattılar. 

Bu tutumun diğer şirketleri de aynı konuda rekabete zorlayacağı, bunun da verimsizlik yanında, sektör yapılanmasını çok daha zor ve karmaşık hale getireceği kaydedildi. 

Kritik portföydeki ürünler henüz tamamlanmadı 

Yerli savunma sanayiinin güçlü bir imaja sahip olduğu, yetenekli gençlerin bu alana yöneldiği ve kamuoyu nezdinde de güven oluştuğunu hatırlatan sektör temsilcileri, kritik bir aşamaya gelindiğini vurguladı. Kamuoyu gündemine taşınan ürünlerin henüz tamamlanmamış, seri üretime geçmemiş ya da teslim edilmemiş olduğu, gerçekçi ama başarıya odaklı yapıcı bir yaklaşıma ihtiyaç bulunduğunu dile getiren sektör yetkilileri, mevcut proje potföyünün kritik ihtiyaçlara binaen hazırlandığı ve sonuca ulaştırılmasının büyük önem taşıdığını kaydetti.

www.ulastirma.com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Ulaştırma | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim