• BIST 9524.59
  • Altın 2523.397
  • Dolar 32.5629
  • Euro 34.6325
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 13 °C

Seyrüsefer Serbestîsi İsrail'i çizecek

Seyrüsefer Serbestîsi İsrail'i çizecek
Birleşmiş Milletlerin Mavi Marmara Raporu’nun basına sızmasının ardından, Türkiye’nin İsrail’e karşı uygulayacağı ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı beş maddelik sert yaptırımların yol haritası netleşti.

Seyrüsefer Serbestîsi İsrail’i mahkûm edecek

Birleşmiş Milletlerin Mavi Marmara Raporu’nun basına sızmasının ardından, Türkiye’nin İsrail’e karşı uygulayacağı ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı beş maddelik sert yaptırımların yol haritası netleşti.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun açıkladığı yaptırımlar paketinin içinde bulunan Abluka’nın tanınmaması ve Gazze Ablukasının Uluslararası Adalet Divanı’na götürülmesi ile Mavi Marmara gemisinde hayatını kaybeden ve mağdur edilen tüm kesimlerin haklarının savunulması ile ilgili detaylar ortaya çıkmaya başladı.

İsrail’i, Uluslararası Adalet Divanı’na tek taraflı götüremeyeceğini bilen Türkiye, Birleşmiş Milletler Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde “Hiçbir devlete ait olmayan açık denizde zararsız seyir yapan gemilere ve o gemide bulunanlara uygulanan şiddet ve el koyma deniz haydutluğu” olarak belirtilmesini Adalet Divanı’na götürüp görüş alacak. Uluslararası Adalet Divanı’nın kararını beklemeden 8’i Türk, 1’i Türk kökenli ABD vatandaşı ile ilgili yerel ve uluslararası mahkemelerde İsrail Devleti ve operasyona katılan askerler hakkında tazminat ve ceza davaların açılması ve hızla sonlandırılması için Hukuk Bürosu oluşturacak.

Yerel ve uluslararası mahkemelerde alınacak kararları, Gazze Ablukası’nın ele alınması için Uluslararası Adalet Divanı’na sunacak olan Türkiye, İsrail ile geçmiş dönemlerde yaptığı anlaşmalara dayanarak Adalet Divanı’nda görüşülmesini sağlayacak. Özellikle Turgut Özal ve Necmettin Erbakan’ın Başbakanlık yaptığı dönemlerde, İsrail ile imzalanan anlaşmalarda “iki ülke arasında meydana gelen sorunlar Uluslararası Adalet Divanı’nda görüşülür” ilkesi nedeniyle bu yol tercih edilecek. Tercih edilen bu yol Türkiye’nin elini Adalet Divanı’nda güçlendirecek.

Özellikle geçmiş dönemlerde İsrail ile imzalanan Akdeniz’de “Seyrüsefer Serbestîsi” anlaşmasını yürürlüğe koyacak olan Türkiye, tanımadığı Gazze Ablukası’nın delmek için Türk Donanması’nın korumasında, Türk bayrağı taşıyan yardım gemilerini Gazze Limanı’na gönderecek.

Hedef uluslararası toplumu ayağa kaldırmak

Türkiye genel olarak uygulanmakta olan ablukanın ve de özel olarak abluka bölgesi dışında kalan açık deniz alanlarında Türk vatandaşlarına yönelik İsrail silahlı kuvvetlerinin gerçekleştirdiği operasyonun uluslararası hukuka aykırılığının tespitini isteyecek. Türkiye, Adalet Divanı’na yönlendirebilmek için doğal olarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda başka devletlerin desteğine ihtiyaç duyacak. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Bu mesele bizimle İsrail arasında değil, bu mesele İsrail’le uluslararası toplum arasında, uluslararası hukuk arasında, uluslararası vicdan arasında. Bizim bu meseleye sahip çıkmamız uluslararası hukuka ve vicdana sahip çıkmadır” demek suretiyle meselenin uluslararası toplumu ilgilendiren boyutuna vurguda bulundu.

Mavi Marmara kilit rol oynayacak

Gazze’ye uygulanan ablukanın veya açık denizlerde uygulanan abluka bölgesi dışında, Mavi Marmara gemisinde Türk vatandaşlarının ölümü ile sonuçlanan askeri operasyonun uluslararası hukuka uygunluğunun görüşü Adalet Divanı’na soracak olan Türkiye, olumlu görüş alması halinde uluslararası zeminde İsrail’in tutumlarının ve fiillerinin gayri meşruluğunun tescili sağlanacak.

Ablukanın hukuka aykırılığının tescili halinde, abluka bölgesi olarak ilan edilen alanda İsrail’in yabancı gemileri durdurması ayrı birer uluslararası hukuka aykırılık teşkil edecek. Bu sayede İsrail’in bu konuda haklılığını ileri sürme kabiliyeti büyük ölçüde yara almış ve bu tedbirlerin uluslararası kamuoyu baskısı altında sürdürülebilirliği gündeme gelecek.

Birleşmiş Milletler: Açık Denizde Keyfi el koyma suçtur

Birleşmiş Milletler Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin (UNCLOS) Deniz Haydutluğu başlığının 101 ve 106. maddesi, İsrail Devleti’nin Mavi Marmara Gemisini açık denizde hukuksuz bir şekilde el koyması uluslararası mahkemelerde mahkûm olmasını sağlayacak argümanları içeriyor. Türkiye’nin UNCLOS’a Ege Denizi kıta sahanlığından dolayı taraf olmasa bile sözleşmenin yürürlükte olmasından dolayı Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin ilgili maddelerini Adalet Divanı’na sunması bekleniyor.

Madde: 101

Deniz Haydutluğu’nun tanımı

Aşağıda sayılan fiillerden herhangi biri deniz haydutluğunu teşkil eder

 a) Bir özel geminin veya bir özel uçağın mürettebatıveya yolcuları tarafından:

a-1) Açık denizde, bir gemiye veya uçağa veya bunlardaki kişi veya mallara karşı;

a-2) Hiç bir devletin yetkisine tabi olmayan bir yerde, bir gemiye veya uçağa, kişilere veya mallara karşı, kişisel amaçlarla işlenen her türlü yasa dışı şiddet veya alıkoyma veya yağma fiili;

b) Gemiye veya uçağa deniz haydudu gemi veya uçak niteliğini veren olaylara ait bilgisi olmak kaydıyla bir geminin veya bir uçağın kullanılmasına isteyerek katılma fiili;

c) a) ve b) fıkralarında tanımlanan fiillerin işlenmesini teşvik eden veya bunları kolaylaştırmak üzere işlenen her fiil.

 Madde: 106

Keyfi el koyma halinde sorumluluk

“Şüphe edilen bir gemi veya uçağa, yeterli sebep olmadan el konulduğu takdirde, el koyan devlet, gemi ve uçağın tabiiyetinde bulunduğu devlete karşı, el koymadan doğan her türlü zarar ve kayıp için sorumlu olacaktır.”

1.20110914132241.jpg

Haber: Recep CANPOLAT - Deniz Haber Ajansı

www.UlasimOnline.Com

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Ulaştırma | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim