Küçük, İSO'nun Temmuz ayı Olağan Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, dün, ''Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'' çalışmasını açıkladıklarını hatırlattı.
Araştırmanın sonuçlarına göre, 2011 yılında sanayi kuruluşlarında, üretimden satışlar ve toplam satışlar bir önceki yıla göre arttığını anımsatan Küçük, dönem kar ve zarar toplamı başta olmak üzere karlılığa ilişkin göstergelerde ise düşüş gerçekleştiğini, mali yapının da bir önceki yıla göre bozulduğunu vurguladı.
Karlılıktaki düşüş ve mali yapıdaki nispi bozulmanın nedeninin, 2011'de özellikle yılın ikinci yarısında kurların yukarı doğru hareket etmesi ve kredi faizlerindeki artış olduğunun altını çizen Küçük, kurlardaki yükselişin, kuruluşların yabancı para cinsinden borçlarının TL karşılığını yükseltirken, kredi faizlerindeki artışın, kuruluşların finansman giderlerinin bir önceki yıla kıyasla yükselmesine yol açtığını ifade etti.
-''Kaynak yaratmak zorlaşıyor''-
Uluslararası karşılaştırmalarla bakıldığında, Türkiye'de özel sektör kuruluşlarında borçluluk oranının pekçok ülkeden daha yüksek olduğunun görüldüğüne dikkati çeken Küçük, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Ülkemizde borçlanmaya olan aşırı bağımlılığın nedeni, işletmelerimizin kaynak yaratmada zorlanıyor olmasıdır. Kamu kaynaklı girdi maliyetlerindeki, finansman maliyetlerindeki görece yükseklik kaynak yaratmayı zorlaştırmaktadır. Son yıllardaki İSO 500 sonuçları, finansman maliyetlerinin kaynak yaratma açısından ne kadar büyük önem taşıdığını net bir şekilde görmemize imkan tanımıştır.''
Küçük, kriz yılı 2009'da üretimden satışlar düşerken, finansman maliyetlerindeki gerilemenin etkisiyle karlılık ve katma değerin yükseldiğini hatırlatarak, finansman giderlerindeki düşüşün 2010 yılında da devam ettiğini ve 2010'da İSO 500'de karlılık ve katma değerde yine beklenenden daha iyi sonuçların ortaya konduğunu belirtti.
-''Arka planda yüksek cari açık sorunu bulunuyor''-
2011'de ise üretimden satışlardaki artışa karşın, kurların ve kredi maliyetlerinin yükselmesinin finansman giderlerini yükselttiğini, bunun İSO 500'de karlılık, katma değer ve mali yapıyı olumsuz etkilediğini kaydeden Küçük, kurlar ve kredi maliyetlerindeki yükselişin arka planında ekonomi için bir kırılganlık unsuru olan yüksek cari açık sorununun bulunduğunu söyledi.
Zaten kurlarda ve kredi maliyetlerindeki oynaklığın da çoğunlukla yüksek cari açığın yarattığı kırılganlıktan kaynaklandığının altını çizen Küçük, ''İSO 500'ün son üç yıldaki sonuçları, bize Türkiye'nin asıl meselesinin ekonomideki temel meselelere süratle, yapısal dönüşüm odaklı çözümler üretmek olduğunu hatırlatmaktadır'' dedi.
-''Yüzde 4'lük büyüme oranı rahatlıkla yakalanır''-
2010 ve 2011'deki yüksek oranlı büyümelerden sonra, 2012'ye ekonomide yavaşlama beklentisi ile girildiğini anımsatan Küçük, ilk çeyrekte yüzde 3,2 ile beklentilerin bir miktar üzerinde büyüme kaydedildiğini hatırlattı. Küçük, dünya ve özellikle de Avrupa'nın içinde bulunduğu durum gözönüne alındığında, bu büyümenin Türkiye ekonomisi adına önemli ve başarılı bir sonuç olduğunu vurguladı.
2012'nin ilk yarısı itibariyle cari açığın da geçen yılın aynı dönemine göre azalma gösterdiğine değinen Küçük, yılın ikinci yarısında iç piyasanın bir miktar canlanmasıyla büyümenin biraz daha ivme kazanacağını ve yıl sonu için öngörülen yüzde 4'lük oranın rahatlıkla yakalanacağını ümit ettiklerini ifade etti.
Ancak Türkiye'nin ekonomik ve sosyal sorunlarını çözebilmek için daha yüksek oranlarda büyümek zorunda olduğuna dikkati çeken Küçük, ''Büyümeyi hızlandırmanın yolu, başta büyümenin lokomotifi olan sanayi sektörümüz olmak üzere ekonominin tamamında gerekli yapısal dönüşüm adımlarını atmaktan geçmektedir. Hedefimiz, daha yüksek katma değer, daha çok kaynak yaratan bir sanayi olmalıdır'' diye konuştu.
