TCG Heybeliada gemisi donanmaya katıldı
Yerli imkanlarla üretilen ilk milli savaş gemisi olan TCG Heybeliada, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı donanmasına katıldı. İkinci savaş gemisi Büyükada'nın da denize indirildiği törende konuşan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin artık dünyada savaş gemisi tasarım ve inşasını gerçekleştirebilen 10 ülke arasına girmiş bulunduğunu belirterek, "Herkes bilsin ki, Türk bayrağı denizlerde de okyanuslarda da barışın sembolü olmaya devam edecektir. Milli menfaatlerimiz neyi gerektiriyorsa tereddütsüz şekilde hayata geçirmeye devam edeceğiz" dedi.
Milli Gemi (MİLGEM) Projesi'nin ilk gemisi TCG Heybeliada'nın (F-511) hizmete alınarak Donanma Komutanlığı kuruluşuna dahil edilmesi ve projenin ikinci gemisi Büyükada'nın (F-512) denize indirilmesi nedeniyle Pendik'teki İstanbul Tersanesi Komutanlığında tören düzenlendi. Törene; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral E. Murat Bilgel de katıldı.
Törende konuşan Başbakan Erdoğan, kara bombardımanı yapabilen, su üstü, su altı, hava savunma sistemleriyle donatılan ve terörist saldırılara yanıt verecek özelliklere sahip olan geminin hayırlı olması temennisinde bulundu. Erdoğan, milli savunmanın ancak milli bir sanayi ile mümkün olacağını belirterek, "Türkiye'nin aydınlık yarınları için bütün gücümüzle alın teri dökmeye, eserler kazandırmaya devam edeceğiz. Herkes bilsin ki, Türk bayrağı denizlerde de okyanuslarda da barışın sembolü olmaya devam edecektir. Türkiye artık dünyada savaş gemisi tasarım ve inşasını gerçekleştirebilen 10 ülke arasına girmiş bulunuyor. Ekonomimiz sağlam bir şekilde hedeflerine ilerlerken, dış politikada Türkiye her mecrada barışın bayraktarlığını yaparken, savunma sanayisinde de tarihi bir eşiği bugün aşmış oluyoruz. Artık dünya üzerinde ülkeler dışarıya bağımlı bir şekilde güçlerini idame ettiremiyor. Günümüz şartlarında evrensel değerlerle yerel zenginliklerinizi buluşturamadığınız takdirde, uluslararası rekabetin gerisinde kalmaya mahkum oluyorsunuz" dedi.
Son 9 yılda hükümet olarak savunma sanayisine yeni bir anlayış getirdiklerini belirten Erdoğan, "Demokrasinizi en ileri standartlara ulaştıracaksınız, kalkınma hedeflerinden asla taviz vermeyeceksiniz. Bunları yaparken özellikle savunma sanayisinde kendi projelerinizi hayata geçirerek farkınızı ortaya koyacaksınız. 'Dünyanın gelişmiş ülkeleri kendi silahını, kendi helikopterini, kendi savaş gemisini inşa edebiliyorsa Türkiye neden bunu yapamasın' dedik. 9 yılda bu alanda önemli mesafeler katettik. Türk Silahlı Kuvvetlerinin teçhizatlarının yurt içinden karşılanma oranını yüzde 50'ye çıkardık" diye konuştu.
Türkiye'nin 2004-2010 yılları arasında dünyada en çok askeri teçhizat ithal eden ülkeler arasında 6. sıradan 14. sıraya indiğine dikkat çeken Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin aynı süre içerisinde askeri teçhizat ihracatında 27. sıradan 21. sıraya yükseldiğini ifade etti. Erdoğan, "Sadece kendimiz için üretmedik, dışarıya olan satışlarımızı da artırdık. İnsansız hava aracı üreten üçüncü ülke Türkiye olacaktır. Atak helikopterinin de tüm yazılım ve tasarımlarını tamamladık. Bu süreç içerisinde Türkiye F-16 modernizasyon merkezi olmuştur. İnşallah daha fazlasını başaracağız" açıklamasını yaptı.
Türkiye'nin denizlerde doğal kaynaklar üzerindeki haklarını savunmak için gerekli önlemleri almakta kararlı olduklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Güney Kıbrıs Rum yönetiminin Doğu Akdeniz'de giriştiği petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerine karşı hemen gerekli tedbirlerimizi aldık. KKTC ile New York'ta yaptığınız anlaşmadan sora Piri Reis gemimizi arama faaliyetlerinde bulunmak üzere bölgeye gönderdik. Bundan sonra da milli menfaatlerimiz neyi gerektiriyorsa tereddütsüz şekilde hayata geçirmeye devam edeceğiz. Barışın imkanlarını sonuna kadar değerlendireceğiz, ülkemizin hukukunu sonuna kadar koruyacağız. Bundan sonra sahip olduğumuz imkanları daha da genişletmek, özellikle savunma sanayimizi daha da güçlendirmek için çalışmalarımızı hızlandırarak 2023 hedeflerimize odaklanmaya devam edeceğiz."
Daha sonra kürsüye gelen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, "Daha önce dışa bağımlı olarak satın almak durumunda olduğumuz bu gemileri, bugün kendi mühendislerimiz, teknisyenlerimiz ve işçilerimizle beraber üretmenin gururunu yaşıyoruz. En önemli nokta buna karar vermek, 'Bunu biz yapacağız' demektir. Biz bu kararları almakla ülkemizin büyüklüğüne yakışır harekete başlamış durumdayız. Bir ülkenin güçlü olması, onun toplam milli gücünün güçlü olmasından gelir. Bunun en önemli ayağı o ülkenin ordusudur" dedi.
Gül, özel sektörle yapılan iş birliğinin önemine dikkat çekerek, "Sanayide, bilimde ve teknolojide çok ileriye giden ülkelerde motor güç savunma sanayisi olmuştur. Türkiye'de de ekonominin, sanayinin ve teknolojinin daha güçlü olmasında savunma sanayisinin katkısı çok büyük olacaktır. Savaş en son tercih edilen bir olaydır. Savaşı kimse tercih etmez. En kötü senaryo odur ama savaşmamak için, savaşları önlemek için, barışa herkesi mecbur kılmak için savaşa da hazır olmak gerekir" diye konuştu.
Yapılan konuşmaların ardından TCG Heybeliada hizmete alınarak Donanma Komutanlığı kuruluşuna dahil edilirken, projenin ikinci gemisi Büyükada denize indirildi.
