TOF toplantısında yeterli çoğunluk sağlanamadığı için toplantı yapılamadı.
TOF Denetleme Kurulu Başkanı İrfan Kalkan ile Muhasip Ahmet Karakaş ve Yönetim Kurulu Üyesi Nezih Kara görevlerinden istifa etmiş ve Yönetim Kurulu; İrfan Kalkan ve Ahmet Karakaş’ın istifasını kabul ederken, Nezih Kara’nın istifasını kabul etmemişti. İstifaların ardından TOF Yönetim Kurulu 12 Şubat 2103 tarihindeki toplantıda olağan üstü genel kurul kararı almıştı.
İLK TOPLANTIDA DA AYNISI OLMUŞTU
Federasyon merkezinde 26 Şubat 2013 tarihinde yapılan ilk toplantıda yeterli çoğunluk sağlanamayınca ikinci toplantı 12 Mart 2013 tarihi olarak açıklandı. İkinci toplantıya ise 64 üyeden 20 kişi katılım gösterdiği için yapılamadı. Olağan üstü genel kurul yapılamayınca, yönetim kurulu toplantısı yapıldı ve Denetleme Kurulu Başkanlığından istifa eden İrfan Kalkan’ın yerine Çavuş Çiçek, Muhasip üye Ahmet Karakaş’ın yerine ise Şevket Ak getirildi. TTDER Başkanı Sümer Yığcı, “Demek ki üyeler yönetiminizden memnun ki katılım göstermedi. Yönetim Kurulu Üye sayınızı 9’a indirin. 21 olacakta ne olacak? Burada üyelerinizin tamamı zaten yönetim kurulu” demesi üzerine TOF Başkanı Mustafa Yıldırım, “En geç 2 ay içerisinde federasyon üye sayımızı yeterli hale getirmeliyiz. Yönetim Kurulumuz da çoğunluk olsun diyoruz ama genel kurula üyelerimiz gelmeyince de bu durum ortaya çıkıyor. Bizim görev süremiz 3 yıldı ve mevcut yönetimle 2 yıl daha devam edeceğiz” ifadesini kullandı.
Yönetim kurulu üyeliği devam eden İrfan Kalkan ve Ahmet Karakaş, “Biz ne zaman istersek o zaman yönetim kurulu üyeliğimizden de istifa ederiz ama şuanda yönetim kurulu üyeliğimize devam ediyoruz” açıklamasında bulundular.
İCAZET ALMADAN İŞBİRLİĞİ YAPMAYIN
Üyelere hitaben bir konuşma yapan TOF Başkanı Mustafa Yıldırım, TOFED ile yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi ve otogar çıkış ücretlerine değindi. Yıldırım, şöyle konuştu:
TOFED ile ortak görüşlerimizin olduğu yerde birleşiyoruz. Farklı görüşlerimizin olduğu yerde biz onlardan farklıyız. Şu anda TOFED’te bağımlılık olmasa, bizim orda ne işiniz var. Orada bir bağımlılık var, hatta ben kendilerine de söyledim. İcazet almadan gelip, bizimle işbirliği yapmayın! İcazetsiz çalışamıyorsunuz siz dedim Yoksa icazet ile çalışmayan bir yer olsa biz orda seçime gider ve orayı alırız. Aldığımız zaman ne oluyor? Bunu ilk defa açıklama gereği duyuyorum. Ben TOFED başkanı olduğum dönemde Ankara’da bakanlıklarda yaptığımız toplantılarda otogarların çok pahalı olduğu konusu ile bu D 4 konusu gündeme geldi. Bize talimat geldi yukarıdan. Bir gün Ahmet Yalamanoglu ile beraber Ankara’ya gidiyoruz. Özel randevu alınmış, sayın bakan da nasıl böyle bir randevu verdi bilmiyorum! Havaalanında Ahmet bey bana telefon uzattı ve Galip bey seninle konuşacak dedi. Galip bey ağabey ne olursun otogar çıkışlarına müdahale etme, sadece kısa mesafeleri konuşun dedi. Ben de kendisine Galip bey ben icazet ile iş yapmam dedim. Talimat ile de iş yapmam ne konuşacağımı da iyi biliyorum…
Anakara’ya gittik bakanlıkta toplantıda oturuyoruz. Talat Aydın, Binalı Yıldırım, ben ve Ahmet Yalamanoğlu toplantıya başladık. Biz diyoruz ki taşıt sayıları, özmal vs. Talat bey yok sayın başkan siz bireysel otobüsçüleri eziyorsunuz, onun içinde öz mala yükleneceğiz dedi. Ben de bireysel otobüsçüler daha çok mağdur olacak, benim firmam otobüs aldığı zaman iyi hatları kendi otobüsünde çalıştırırım. Her patron bunu yapar. İyi hatta şirket arabası, kötü hatta bireysel otobüsçü… Birde firmalarda otobüs sayısı arttığı zaman şahıs otobüsçülerini firmalar kullanamayacak, nerde kullansın adamın gidecek yeri kalmaz dedim. Talat bey siz gerçekten bireysel otobüsçüleri düşünüyor musunuz diye sorunca bana şüpheniz mi var dedi. Bende evet şüphem var dedim.
KANLI BİR PAZAR SAKIN RİSK ALMAYIN!
Bugün bireysel otobüsçülerin en büyük mağduriyeti otogar çıkışlarıdır. Bir otobüste senede 100-110 milyar arasında otogar çıkış parası ödüyor düzelt onu iki dudağının arasında sayın bakanım siz de şahitlik yapıyorsunuz dedim. Otogar çıkış fiyatlarını biz 1999 yılında 5,5 lira ile devrettik bugün Türkiye’de hiç bir şeyin fiyatı o kadar çok artmadı ama otogar fiyatları 70 liraya kadar geldi. Yani kısa mesafe olarak o zamanlar Gebze’ye başlamıştı. Çarşamba’ya başlamıştı. Onunda mevzuatı yoktu tutturdu Ahmet bey illede bu diye. Kendisine de dedim Of – Çaykara’daki taşımacılıkta bir yolcu yüzünden 3 tane adam öldü. Bu Pazar, kanlı bir Pazar sakın böyle bir risk almayın. Bu çok sıkıntı toplar.
Antalya’dan kalkan bir otobüsün Trabzon’a giriş çıkış paralarının toplamı 750 TL. Adamın cebinde 50 TL para kalmıyor. Nasıl siz otobüsçüyü düşünüyorsunuz? Dolayısı ile böyle bir sıkıntı oldu ve biz istifa noktasına geldik. Galip bey bir ay hiç benimle konuşmadı. Hiç umurumda değil. Ben bu görevde olduğum sürece otobüsçülerin haklarını koruyacağım, otogarların değil!.. Otogarların 3 -4 tanesi sektörün elinde geri kalanlar ise belediyenin elinde. Sen bu fiyatı indir dedim 30 liraya gerekirse sana açıktan haraç verelim ben belediyelere savaş açayım. Bu otogar fiyatlarını düşürelim bunlar rahat durmayacak. Bakın Ordu otogarı 60 TL Giresun otogarı 55 TL Trabzon’dan Rize’den kalkıp geliyorsunuz Samsun’a kadar geldiğinizde cebinizden çıkan toplam çıkış parası 250- 300 TL. Cebinizde bir kuruş kalmıyor.
KAÇAK YAKIT
Otobüsçülüğü bitiren ikinci bir nedende akaryakıt fiyatları dedim. Siz ulaştırma bakanısınız çıkın deyin yolcu taşımacılığı, tarifeli taşımacık yapan insanlara, turizme katkı sağlayan insanlara bu kadar yüksek vergi ile akaryakıt satmak zorunda değilsiniz. Şimdi Türkiye yollarına bakıyorsunuz ucuz yakıt. Kendi istasyonumuzdan bireysel otobüsçülerimize mazot satamıyoruz. Benden çıkıyor 500 metre ilerde bir tarlanın içerisinde mazot alıyor. Soruyoruz bunları bu ucuz mazotun kaynağı ney, nerden geliyor? Bu nasıl bu fiyata satabiliyor? Bunu araştıran var mı sayın bakan? Bunu meclise taşıyın. Taşıyın da bakalım bu mazot, vergisiz giriyor vergi kaçağı var. Türkiye’de 8 milyar dolar akaryakıtta kaçak var. Bu kaçakların bedelini kim ödüyor? Bizim akaryakıtımıza daha fazla zam yaparak taşınmaz hale getiriyorsun otobüs işletmeciliğini biliyorsun. 1999 yılına kadar otobüsçüler az yada çok para kazanabiliyordu bu hükümet geldi uçağın önünü açtı. Bize vergi üstüne vergi koydu gelinen noktaya bakıyorsunuz otobüsçülük buradan işte Ağrı’ya giden bir otobüs arabası dolu da gitse cepte bir kuruş para kalmıyor bu hale getirdi.
TEKLİF YAPTI
Bize teklifler yapıldı. Ağabey sen Ulusoy’dan ayrıl TOFED’in başkanı ol sana şu kadar para, şu kadar maaş, sana da bir firma kurayım. Otobüs alayım yeter ki Ulusoy’dan ayrıl dedi. Bende kendisine talimatla iş yapmam. Genel kurula git bakalım ne olacak Mevlüt İlgin şahit dedim. Genel kurulu sen hangi hakla, hangi sıfatla yapıyorsun buranın sahibi misin dedi bana. Yapıyorum dedi. Genel kurula gidersek ne olur? Mevlüt İlgin dedi ki başkanım yüzde 70 ile siz kazanırsınız. Bunları açıklamakla yarar görüyorum. Bu zamana kadar hiç yazmadım sektörde bilmiyor. Peki dedim Galip o zaman ne yapacaksın? Seni çalıştırmam. TOFED’in bütün imkanlarını kısarım, seni çalıştırmam dedi. O zaman öyle bir olay yaşadık. Bugün gelinen noktanın sebebi de odur. Yoksa ayrı bir federasyona ihtiyaç yok, bu federasyonu istediğimiz gibi bağımsız olarak yönetebilseydik!.. Sektör ilgisiz, duyarsız, sahipsiz!.. Onun için patronlar masanın etrafına gelmiyorlar, işe katılmıyorlar ama turizmciler de öyle değil…
Özel terminal kanunu çıkarttık fakat büyük yatırımlar. Türkiye’deki sermaye gücü bunu yapabilecek durumda değil. Şimdi Alibeyköy de bir terminal yapılıyor. İspak diyor ki ben buraya T1 belgesi alıp, ben buradan çıkış yaptıracağım. Çıkış parası da alacağım diyor. Otobüsçü kobay olarak görülmeye devam ediyor.
