Türk Hava Yolları'nın 235 nci uçuş noktası olan Kastamonu hat açılışına katılan Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu hat açılışının ardından İstanbul dönüşü uçakta gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Akil insanların sunduğu raporda yer alan Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne yapılan seferlerde uçaklarda Kürtçe anonsun yapılması önerisi hakkında konuşan Topçu, "Yerel etnik dillerde böyle bir anons gündemimizde yok" dedi. Topçu ayrıca Atatürk Havalimanı'nın genişlemesine ilişkin çalışmaların devam ettiğini ve Kargo binasının yıkılmasının gündemde olduğunu da sözlerine ekledi.
KARGO BİNASININ YIKILMASI GÜNDEMDE
Atatürk Havalimanı'nın kapasitesinin arttırılması için çalışmaların devam ettiğinin de altını çizen Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, " Yeni havalimanının yapım süreci 2016-2017 yılına kadar süreceği öngörülüyor. Yapım süresince Atatürk Havalimanı'nın hem park alanlarının hem de terminalin biraz daha büyümesi gerekiyor. Bununla ilgili adımlar atılıyor. Önümüzdeki günlerde kargo binasının yıkılması gündemde. Bu çalışmaların tamamlanmasının ardından havalimanında 40'a yakın bir park alanı ortaya çıkmış oluyor. Buranın yapılmasından sonra Atatürk Havalimanı ciddi bir şekilde rahatlayacak. Bununla birlikte saatlik uçuş frekansı da biraz daha artmış olacak. Böylece yeni havalimanın yapım süresine kadar bunlar Atatürk Havalimanı bir nebze olsa da rahatlatmış olacak" diye ifade etti.
YENİ DESTİNASYONLARI AÇIKLADI
Türk Hava Yolları'nın yeni destinasyonları hakkında da bilgi veren Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, "Dünyada uçmadığımız noktalar var. Bunu Sivil Havacılık Genel Müdürlüğümüz, Ulaştırma Bakanlığımız ve Hükümetimiz gösterdiği çabalar bizim gösterdiğimiz çabalar var. Bu çabalara rağmen frenkans konusunda Kanada ve Uzakdoğu'da sıkıntı yaşıyoruz. Güney Amerika'da ise sıkıntımızı yok onlarla ilgili frekansları aldık. Önümüzdeki dönemde gelecek geniş gövdeli uçaklarla bu seferlerimizi icra edeceğiz. Orta Amerika'da olsun Kuzey Amerika'da olsun bir çok uçuş noktasıyla ilgili kararlarımız mevcut. Meksiko Cty, Küba, Venezuela, Kolombiya ile ilgili yönetim kurulu kararı alınmış hatlarımız. ABD'de ise Atlanta ve Boston şehri var. Bunun yanında batı da bir noktaya uçma hedefimiz var. Hem ABD hem uzun uçuşlarda aynı şekilde uzak doğuda uçuşlarımızı kuvvetlendirmek istiyoruz. Bunların netleştirdiğimiz takdirde Orta Asya'da frekanslarımızın sayısı da artacak" dedi.
YIL SONUNA KADAR BİR KARAR ALACAĞIZ
Basın mensuplarının "Yeni havalimanın yapılmasından sonra filonuza büyük gövdeli Airbus A380 tipi uçağı katmayı düşünüyor musunuz?" sorusuna ise şunları söyledi:
İstanbul HAB merkezi olarak büyük, küçük uçak diye bir sorunumuz kalmadı. İstanbul'da hangi noktaya sefer koyarsak koyalım artık bu uçakları doldurabiliriz. Şuan da dördüncü büyük dağıtım ağına sahibiz. En çok ülkeye uçan havayolu şirketi unvanı bizde ve global pazarda derecemiz var. Şuan Atatürk Havalimanı'nın sıkışıklığı yüzünden uçakları şuan da filomuza katamıyoruz. Gelecek yıllarda muhakkak bu konuda yönetim kurulumuzla bir karar alacağız. Büyük uçak konusunda bir netlik yok. Bu yılın sonuna kadar bir karar alacağız."
200'E YAKIN ARKADAŞIMIZ İŞE GERİ DÖNDÜ
Hava-İş Sendikası'nın başlattığı grev nedeniyle THY'nin grevde yer alan çalışanlar ile ilgili yaptığı çağrı ile ilgili sorulan soru üzerine Topçu, "Kabin memuru arkadaşlarımızdan biri bize başvurarak 'biz uçmak istiyoruz fakat bazı endişelerimiz ve tereddütlerimiz var' dedi. Münferit olarak greve katılan bir arkadaşımız çalışmama hakkı olduğu gibi çalışma hakkı da vardır bu anayasal bir haktır. Ben kendisine şunu söyledim grevdeki bir çalışanımızı iş verip vermeme hakkı işverendedir. Biz en sonunda şu tarihe kadar grevde olan arkadaşlarımız eğer başlarsa biz bunlarla herhangi bir problem olmadan devam edeceğiz. Ama bu saatten sonra baş vuran olursa artık biz hukuksal hakkımız kullanıyoruz ve çalıştırmama hakkımızı kullanacağız. Yaklaşık 200'ye yakın arkadaşımız geri döndü. Artık geri dönmeyenler de grevin sonlanmasını bekleyecek. Biz kanunlardan gelen hakkımızı kullanıyoruz. Şuan grev göndemimizde değil şuan da çalışanların yüzde 99,5 zaten çalışıyor fiili grev denilen bir olay yoktur. Bizde bu grevi kanuni olarak görmüyoruz. Türkiye'de demokratik bir sendikacılık yapılmadığı için işçilerin hakları da bloke edilerek kağıt üzerinde grev sürdürülüyor. Bizim gündemimizde bu konu yok" dedi.
