• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 20 °C
  • Ankara 26 °C

Topçu: THY, havacılık holdingi haline geldi

Topçu: THY, havacılık holdingi haline geldi
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, iştirakleri ile birlikte şirketin artık bir havacılık holdingi haline geldiğini söyledi.

Topçu: THY, havacılık holdingi haline geldi 

Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, iştirakleri ile birlikte şirketin artık bir havacılık holdingi haline geldiğini söyledi.

Türk Hava Yolları, son 8 yıllık süreçte farklı bir grafik çiziyor. Bir taraftan, filoya yeni uçaklar katılıyor diğer taraftan uçulan nokta sayısı artıyor. Odağında yatırım ve büyüme fırsatları var. Türk Hava Yolları için artık ‘kriz’ demek ‘büyümek’ demek. Dünya'nın haberine göre THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, krizde elde ettikleri fırsatlarla 2010 sonunda bir anda 2015 yılı hedeflerine ulaştıklarını belirterek “Bakarsınız bir fırsat yakalarız 2023 hedeflerine de 2016’da ulaşırız” diyor.

Teknik bakım şirketi THY Teknik AŞ, ikram şirketi THY Do&C0, motor bakım merkezi P&W, yer hizmetleri şirketi TGS, akaryakıt şirketi THY Opet Havacılık, sadece Türkiye değil bölgeye hizmet veren uçuş akademisi, Assan ile ortak koltuk üretimi, galley (uçak mutfağı) şirketi ile havacılık alanında uçtan uca bir ‘holding’ görünümüne kavuşan THY’nin sadece 2012 değil 2023’e uzanan planlarını Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu anlattı.

Türkiye’de bir havacılık holdingi haline geldiklerini söyleyen Hamdi Topçu, “Hizmet kalitesinin yükseltilmesi ve havacılık sanayinin teşviki için ortaklıklar yaptık. Bu ortaklıklarımızın tamamından da kar ediyoruz. Üstelik bütün şirketlerimiz beklentilerin üzerinde kar yaptı. Bütçelerinin üzerine çıktı. Artık iştiraklerimize dünya havayolu şirketlerine başka havaalanlarında da hizmet verebilmeleri için fırsat bakıyoruz. Havacılık sanayinin gelişmesi için yerli ve yabancı şirketleri cesaretlendiriyoruz. Türkiye’ye yatırım yapın THY yanınızda diyoruz” dedi. Topçu, THY’yi bir holding yapısına dönüştüren iştirakleri hakkında şu bilgileri verdi:
 
THY Teknik AŞ: Yüzde 100 iştirakimiz. 2011’i karla kapatacak. Hem THY’ye hem de üçüncü partilere bakım hizmeti veren bir şirket haline getirdik. Yaz aylarında bütün uçak parçalarını ortaya koyduk ve sanayicimizi çağırdık. Yapabilirmisiniz dedik. Yaparım diyene sertifika konusunda yardımcı oluyoruz. Sanayinin oluşması için birikimlerimizi paylaşıyoruz.
 
THY Do&Co: İkram şirketimiz. 2011’i karla kapatıyor.

HABOM Projesi: En büyük projelerimizden biri. Sabiha Gökçen’de 380 bin metrekare kapalı alanda bakım tesisleri yapıyoruz. Yüzde 50’si bitti. 2012 yılı 6’ncı ayında burada dar gövde hangarlarını hizmete alacağız. 2012 sonunda da tamamı projenin bitmiş olacak. 1500’e yakın insan 24 saat üzerinden çalıyor. Amacımız Sabiha Gökçen’i bakım üssü haline getirmek. Aynı zamanda Türk sivil havacılığına hem de dünya havacılığına hizmet vermek.

TGS: Havaş ile yüzde 50-50 ortak olduğumuz yer hizmetleri şirketimiz. Çok iyi bir dönem geçirdi ve kurumsal alt yapısını da büyük oranda tamamlandı. Türkiye’nin 5 büyük havaalanında hizmet veriyor. Bu şirket içinde sadece Avrupa’da değil dünyanın çeşitli ülkelerinde fırsatlara bakıyoruz. Satılacak yer hizmetleri şirketlerinin hisselerini almaktan tutun da hizmet vermeye kadar.

THY-Opet: Akaryakıt şirketimiz. Kısa zamanda Türkiye’nin 44 havaalanında hizmet vermeye başladı. Kurumsal alt yapısını tamamladık. Yabancılar gelip inceliyor ve bazı teklifler getiriyor. THY-Opet’in de birkaç ülkede hizmet verebileceği fırsatlar var. 2012’de bu şirketin muhtemelen yurtdışına hizmet veren bir konuma yükseldiğini göreceğiz. Kurulalı 1 yıl oldu ama 2 milyar dolara yakın cirosu ile Türkiye’nin cirosu en yüksek şirketleri arasına girdi.

TEC-TURKISH ENGINE CENTER: P&W şirketi ile Sabiha Gökçen’de 25,000 metre kapalı alanda faaliyetine devam etmektedir. Hem filomuzun hem de bölgenin motor bakım ihtiyaçlarına cevap verecektir.

Sun Express: Antalya merkezli bir şirketimizdi. Charter seferi düzenliyor. Yüzde 50 ortaklığımız var. 2011 yılının son çeyreğinde artık Sun Express Almanya’da var. Sezonda Türkiye’ye, sezon bittiğinde Almanya’dan diğer ülkelere uçuyor.

Koltuk üretimi: Assan Holding ile yüzde 50-50 ortaklığımız var. Tasarım çalışması devam ediyor. Prototipleri çıkardık. Önümüzdeki aylarda koltuğu test için hazırlayıp sertifikasyon sürecini tamamlayacağız. 2013 Şubat ayında bu koltukları önce THY kullanacak sonra dünya pazarlarına satmak istiyoruz.

İddialı bir koltuk üretemezseniz pazarda tutunamazsınız. Onun için bütün koltukları inceleyerek daha rekabetçi, daha hafif nasıl koltuk yaparız diye çalışıyoruz. Yüzde 100 Türk emeği ve malzemesi ile bir koltuk üreteceğiz. Dünyada sertifika almış uçak koltuğu üreticisi çok az.

Turkish Cabin Interior: Uçak içinde mutfak-galley, tuvalet gibi bölümleri üretiyoruz. TAI’nin yüzde 49, THY’nin yüzde 51 hissesi var. Tasarım çalışmaları bitti. Boeing’e 3 set ürettik. Herhangi bir problem yok. Testler de başarılı oldu. 2013 yılından sonra gelecek THY uçaklarının galleyleri yerli üretimden karşılanacak. Yine üretici firmaların kısa listelerine girmeyi hedefliyoruz. Eğer oraya girersek oradan uçak alan havayolu şirketleri gelip bizden bu konudaki ihalelere girmemizi talep edeceklerdir. Türk derisi de uçaklara konulabilecek. Uçak halı üretiminde de sertifika alındı.

THY Teknik Servis Limited: Motorların içini yapan aparatlar yapan ABD’li Goodrich ile Gebze OSB’de bir şirket kurduk. Motor parçaları üretiyoruz. Bizim payımız yüzde 40. 2010’da kurmuştuk şimdi diğer ülkelere de pazarlanan bu ürünleri üretmeye başladık.

HES Tribünleri: THY Teknik’te HES’lerin tribün motorlarına bakım yapıyorduk. Zorlu Grubu’na da yapmıştık. Bize ‘kabiliyetinizde teknik donanımınızda var. Türkiye ve çevresinde bu tribün motorlarının bakımı konusunda çok büyük potansiyel var’ dediler. Yüzde 50-50 ortak olduk. Şimdi yıllık 100 milyon TL/dolar hasılat yapabilecek bir şirket haline geldi.

Bu yılın hedefi 20-25 hat, 19 yeni uçak ve 5 milyon daha fazla yolcu taşımak

Topçu’nun verdiği bilgiye göre THY yolcu sayısını 2012 yılında 32.5 milyondan 38 milyona çıkartmayı hedefliyor. Bugün 178 uçağı bulunan THY’nin filosuna bu yıl 3 tane 330 geniş gövde, 7 tane 737-900 dar gövde, 2 tane 800, 4 tane 321, 1 tane de 330 kargo gelecek. Geniş gövdede filosunu yüzde 100’den fazla büyüten THY’de doluluk oranı yüzde 72-73 seviyesinde. 2011 yılında filonun koltuk kapasitesi yüzde 17 değişirken koltuk kapasitesinde arz yüzde 6 arttı. Geçen sene 20’ye yakın hat açarak 146 hatta ulaşan milli bayrak taşıyıcısı bu yıl 20-25 yeni hat daha açmayı öngörüyor.

İlk 50’ye giremiyordu şimdi ilk 25’te ama hedef ilk 10

2003 yılında dünya sıralamasına bakıldığında uçuş noktası açısından THY ilk 50’ye giremiyordu. Bugün bu listede 7’nci sıradayız. En iyi mali performansa sahip şirket seçildik. Yolcu taşıma açısından istikrarlı bir büyümemiz var. 2003’te diğer havacılık listelerinde hep 40’ın üzerindeydik. Şimdi genel klasmanda ilk 25’in içindeyiz. 2023 vizyonu ilk 10’a girmek. Hep başa güreşen, potansiyelini kimseye vermeyen bir şirket olmak istiyoruz.

Fırsat radarlarımız 24 saat açık

THY’nin ana vizyonu, İstanbul’u bir uçuş merkezi ‘hub’ haline getirmek. Bu şirket sadece Türkiye Cumhuriyeti kanunları ile değil 80 ülkenin kanunları ile çalışıyor. Biz yattığımızda bir kısım THY çalışanı için mesai devam ediyor. Üzerinde güneş batmayan şirket olduk. 4 kıtada varız. 5. kıta Avustralya’da da ofisimiz var. Havacılıkta kısa vadeli planlar işe yaramıyor. Onun için 10 yıllık, 15 yıllık planlar oluşturuyoruz.

Dünyada yaşanan ekonomik durgunluğun 2012’de havacılık sektörüne de yansıyacağını düşünüyoruz. Eğer bu yansımadan bir fırsat çıkarda bunu THY lehine kullanırsak 2023 hedeflerine belki 2016’da ulaşırız. 2023’ü yeniden revize ederiz. 24 saat antenlerimiz açık. Filonun genişlemesi konusunda her türlü fırsatı değerlendiriyoruz ve takip ediyoruz. 2011 THY’nin temellerinin sağlamlaştırıldığı bir yıl oldu. Her alanda çok yatırım yaptık. Uçak alımı haricinde 750 milyon dolarlık yatırımımız var. Bu THY tarihinin en büyük yatırımıdır. THY 2003’te biz devraldığımızda 10 bin 200 çalışanı vardı. Şimdi iştirakleri ile beraber 29 bin 600 kişiye ulaştı. Bu sayı önümüzdeki dönemde özellikle Sabiha Gökçen’deki HABOM Projesi ile artacak.

Avrupa’da satın alma, ortaklık, işletme fırsatlarını değerlendiriyor

Havayolu şirketi kurma konusunda Afrika da bir ülkeden davet aldık. Görüşmeler sürüyor, bitmedi. Bir fizibilite raporu hazırlayacağız. Şu anda 10’dan fazla ülkenin başbakanı, bakanı, dış işleri bakanı, havacılık şirketi yöneticileri, büyükelçileri geliyorlar ve bizim şirketimizi de siz çalıştırın, yönetin diye teklif veriyorlar. Sadece Afrika’dan da değil Avrupa’dan da var. Bunları değerlendiriyoruz. Avrupa’da 2012 ilk çeyreğinde verimli bulduğumuz takdirde yönetime getireceğim.

Yaz aylarında AHL için bir eylem planı bekleniyor

Atatürk Havalimanı (AHL), çok önemli bir merkezin havaalanı. Avrupa’nın en küçük yüzölçümüne de sahip bir havaalanı. Daha verimli kullanmalıyız. 2. paralel pist yapılmazsa İstanbul’un yükünü çekemez. 80 milyon yolcu kapasiteli bir havaalanı yapılacağı açıklandı. Fakat bir havaalanının yapılması, rüzgar testleri en az 3 yıl sürüyor. Burada 3-4 seneyi daha nasıl geçiririz onu düşünüyoruz. Sorunu aşmak için Ulaştırma Bakanlığı, DHMİ, TAV herkes çalışıyor. Pist için askeri bölgeden bir yer alınmasına çok ihtiyacımız var. Bizim kule ve işleyişle ilgili önerilerimiz oldu. Charter sefer yapan havayolları için başka bir yer gösterilebilir. İkili sivil havacılık anlaşmaları gereği uçtuğumuz ülkelere tanınan mütekabiliyetleri var. Biz AHL den slot veremediğimizde bazen THY’nin uçuşlarını kesmek ile tehdit ediyorlar ki olumsuzluk bize yazıyor. Yaz aylarında bakanlığımız bir eylem planı ortaya koyacak diye bekliyoruz.

Kendi evimizdeki havaalanında ‘su’ yutuyoruz

İstanbul bir aktarım merkezi. THY’nin aktarmalı yolcu oranı yüzde 40. Biz bu oranı yüzde 100 artırmak istiyoruz. Aktarma yapacak yolcu bağlantı uçağında hiçbir sorun yaşamamalı. Ne kadar modern uçağınız olursa olsun yolcunun tercihinde kilit nokta bağlantıda sorun yaşayıp yaşamadığıdır. AHL dışına çıktığımızda biz 6 dalga ile filomuzu çalıştırıyoruz. Buna da ‘topla-dağıt’ metodu diyoruz. Ortadoğu’dan yolcumuzu alıyoruz, sabah Avrupa’ya indiriyoruz. Aynı şekilde Uzakdoğu’dan Balkanlar’dan yolcu geliyor ve 1 saat sonraya da bağlantı veriliyor.

Bütün uçuşlar birbirine bağlı. Biz bunları başka bir havaalanına aldığımız zaman o bağlantıları tamamlayamıyoruz. 2010’da Kenya’dan gelen bir uçakların yüzde 91’i transit yolcuydu. Transit nokta sayısı ise 101! Aynı şekilde 101 noktadan da yolcuyu alıp, İstanbul üzerinden Kenya’ya ulaştırmışız. Damla damla uçağı dolduruyorsunuz. Bu seferi başka bir havaalanına aldığınızda AHL den gideceği yere yetiştirmeniz mümkün değil. Bir uçağa 5 yolcu yetiştirdiğinizde kara geçiyorsunuz. Bu bir network işi. Dalga boylarımızın düzgün işlemesi gerekiyor. Eğer yolcu sizin havaalanınıza gelip 8-10 saat bekliyorsa o zaman Dubai’de 2 saat bekliyorum orayı tercih ederim diye düşünür. Kendi evimizdeki havaalanında su yutuyoruz.

THY için, kriz büyümek ile eşanlamlı

Biz kriz lafını duyduğumuzda aklımıza büyüme geliyor. “Krizde kendini kontrol edersin” teorisi bizim için “krizde büyürsün” kuralına döndü. Bu büyüme cesaretini de bu ülkenin dinamiklerinde buluyoruz. Bugün dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisine sahibiz. İhracat yapmayan şehrimiz kalmadı. Dünya siyasetinde söz sahibiyiz. Artık dünya fırsatlarını da değerlendirmek istiyoruz ve Türkiye’nin hak ettiği trafiği THY ile taşımak istiyoruz.

Dünya havayollarının küçülmesi THY’yi büyüttü

2008 krizi olduğu dönemde yönetim olarak bir karar aldık. Krizde sorduk; savunmaya mı geçeceğiz? yoksa büyümeyi mi tercih edeceğiz? Büyümeyi tercih ettik. Aynı dönemde dünyanın diğer büyük havayolları uçak siparişlerini ya iptal etmeye ya da ötelemeye çalıştılar. Böylece bizim için ancak 2015’te alabileceğimiz Boeing 777 uçaklarında bir fırsat doğdu. İlk önce başka bir havayolunun iptali ile 5 uçaklık bir paket geldi; aldık. Hemen ardından 7’lik bir paket daha geldi. Aynı dönemde Airbus’tan da 330-300 uçaklarında böyle bir fırsat düştü. Hepsini değerlendirdik.

2009’un sonunda 2010’un başında bu anlaşmaları yaptık. Uçaklar 2010’un 9’uncu ayından 2011’in ağustos ayına kadar olan dönemde peyderpey filomuza girdi. Filomuza ilk defa 66 tonluk 330 kargo uçakları girdi. THY’nin geniş gövde filosu da kargo kapasitesi de yüzde 100’den fazla büyüdü. Uçak altı kargoda büyüme yıl sonunda yüzde 200 artışa tekabül edecek. Bir baktık ki 2015 hedeflerini 2011’de yakalamışız. Bunu bize kriz hediye etti.

24 saat içinde toplanıp, ortak akılla karar alıyor

Şimdi 2015 hedeflerini revize ettik. Çıtayı biraz daha yukarı çıkardık. 19 uçağı 1 seneden daha az bir zamanda filoya dahil ettik. THY’nin tarihine bakarsanız 340 uçaklarından 7 yılda 7 uçak gelebilmiş. Yani yılda 1 tane. Biz 19 uçakta hiçbir problem yaşamadık. Açtığımız hatlarla, uçtuğumuz noktalardaki frekansları artırarak bunu çok kolay tolere ettik. Şimdi diyoruz ki ‘keşke o dönemde daha fazla uçak alsaydık’.

Ama hep en optimal kararı vermeye çalıştık. Üstelik 12 tane uçağın alım kararını da 2 günde vermemizi istediler. Bir uçağın liste fiyatı 260 milyon dolar. Herkesi topladık, ortak akılla kararımızı aldık.

THY’de karar alma süreçleri çok kısaldı. Artık özel sektörden daha hızlı karar alabiliyoruz. Yönetim Kurulu’nun altında Başkan, Başkan Vekili ve Genel Müdür’den oluşan bir İcra Komitesi oluşturduk. Bu İcra Komitesi 24 saat içinde her an toplanıp karar alabiliyoruz. Yönetim kurulu toplantılarımız uzun sürer, bütün kararlarlarda ortak akıl oluşturuyoruz. Kararlarımızın tamamını oybirliği ile alıyoruz. süreçlerimizin yüzde 80’i üzerine hemen karar alabilecek esneklikteyiz.

Ortak akıl oluşturamadığımız hiçbir noktada da karar almıyoruz. Mesela 2011 yılında 50 tane yönetim kurulu toplantısı yapıldı ve 204 karar alındı. İcra komitesinde ise 85 toplantı yapıldı, 1593 karar alındı. Bu sayılar ne kadar etkin ve hızlı karar alındığının net göstergesidir.

Dünyaya açılan Uçuş Akademisi Çıldır’a taşınıyor

Yılda 1 uçak filoya dahil olurken bir anda 19 uçağın gelmesi ile bir sürü problem çıkması bekleniyordu. Bunlardan biri de kaptan pilot açığıydı. Kaptan pilot açığını yurtdışından kapattık. 300’e yakın yabancı pilot istihdam ettik. Aynı zamanda gelecek dönem pilot ihtiyacını karşılamak üzere 150 – 160 öğrencimizi ABD’ye gönderdik. Bunların 90’ının eğitimi bitti geldi. Diğerlerinin eğitimi devam ediyor. Türkiye’de Türk Kuşu, Anadolu Üniversitesi ve THY Uçuş Akademi olarak açtığımız okulda kapasiteyi yüzde 100’e çıkardık. Türkiye’nin pilot ihtiyacının orta vadede bu kaynaklardan karşılanmak üzere bir plan yaptık. Burada bir adım daha ileri gideceğiz. Uçuş Akademi’mizi markalaştıracağız.

ABD Florida’da bir üniversite ile işbirliği yaparak uçuş okulumuzu Çorlu’dan Aydın Çıldır Havaalanı’na taşıyoruz. 2012 ilk çeyreğinde faaliyete geçmesini hedefliyoruz. Bu okul sadece Türkiye’de değil bölge ihtiyacına cevap verebilecek yılda 300 pilot yetiştirecek bir okul olmasını hedefliyoruz. Sadece Türk sivil havacılığına değil talep eden ülkelere de imkanlar sunacağız. Okulumuz çok uluslu bir okul olacak. Uluslararası camiada tanıtımını da yapacağız. Görüştüğümüz ülkeler de var. Pilot eğitiminde geldiğimiz nokta THY tarihinde inanılmaz bir noktadır. Bütün uçaklarımızın yenileme simülatör eğitimlerini kendimiz veriyoruz. Eğitimden para da kazanıyoruz. Filomuzda olmayan uçaklarda da hizmet satıyoruz. Yeni dönem Libya Havayolları’nın tüm yenileme eğitimlerinin tamamını biz verdik.

Haftalık seferler günlük, günlük seferler saatlik olacak

Dünyada tek merkezden 172 noktaya bağlantı vererek dünya birinci, uçulan nokta açısından 7’nci sıradayız. Asıl olan bir noktaya haftada birkaç sefer uçmak değil. Derinliği yakalamak için en azından sabah akşam o destinasyona uçmanız gerekiyor. Bu derinliği sağlamak için, ikili havacılık anlaşmalarına da bağlı olarak, haftada belirli günlerde uçtuğumuz yerleri ‘günlük’ yapmayı hedefliyoruz. Günlük uçtuğumuz yerleri günde 2 sefere çıkarmak istiyoruz. Mesela New York’a Bangkok’a günde 2 sefer yapıyoruz. Bazen iki seferi de aşıyoruz. Çin’in iki şehrine bağlantılı uçuyorduk şimdi 3 şehrine direkt seferlerimiz var. Uzakdoğu da durumumuzu güçlendiriyoruz. Avrupa’da kolumuzu kuvvetlendiriyoruz.

Frekans derinliği sağlıyoruz. Özellikle İtalya, İspanya, İngiltere’de pazar derinliğine gittik. Bugün İngiltere – Londra’da sadece Heathrow’a uçan THY, 2012 Mart itibariyle hem Heathrow’a hem de Stansted’e ve Gatwick’e uçmuş olacak. Gatwick’te uçuş sayımızı artıracağız. Manchester ve Birmingham’a da uçuyoruz. Oralarda da uçuş sayılarımızı artırıyoruz. Aynı zamanda Edinburgh’a da sefer koyduk çok kısa sürede başlayacak.

İtalya’da 2 noktaya uçuyorduk şimdi 7 noktaya ulaştık. İtalya’nın bir çok noktasından yolcu alıp Türkiye üzerinden dünyaya bağlantı veriyoruz. İspanya’da sadece Madrid’e uçuyorduk 6 noktaya çıktık. Almanya da 2 nokta daha ilave ettik 10 şehre çıkıyoruz. Hem frekans bakımından hem nokta bakımından Almanya açık ara önde. Rusya’da uçulan şehir sayısını artırmak istiyoruz. Bunlardan biri Novosibirsk. Oradan da Moğolistan’ın başkenti Ulan Batur’a uçacağız.

Japonya’daki tusunami etkiledi ama hızlı toparlandı

Japonya’da bir tusunami felekati oldu. 30 milyon dolar zararla çıktık. Sadece Tokyo –İstanbul hattını etkileyen bir yolcu trafiği izlemiyorsunuz Tokyo’dan gelen uçak bir çok uçağımıza yolcu veriyor. Bir zarar bir çok yeri etkiliyor. Bu zararı kısa zamanda alternatif uçak koyarak, o pazarda derinleşerek ve uçuştan vazgeçmeyerek kapattık. Yolcularımız geri geldi şimdi çok iyi.

Suriye hariç Arap Baharı’nın yansıması geçti

Arap Baharı’nın da olumsuz yansımaları oldu. En çok pazar derinliğimizin olduğu ülkelerdi. Libya’ya haftada 27 – 28’e yakın sefer yapıyorduk. Bir anda sıfıra düştü. Mısır ve Tunus’taki bir çok frekansımızı azaltmak zorunda kaldık. Bahreyn, Yemen’de etkilendik. En son Suriye’de çok ciddi bir yolcu potansiyelimizin olduğu bu dönemde uçmamıza rağmen yolcu sayısı bakımından etkilenme devam ediyor. Eski THY olsaydı bunları kaldıramazdı. Şimdi hızlı karar alıp alternatif pazarlarda derinleşerek o uçakları başka pazarlarda kullandık. Çok zarar etmedik ama kar edilen bir pazardan çıkmanın da eksikliğini yaşadık. Şimdi Libya ile ilişkilerimiz çok iyi uçulan şehir sayısı 2’den 3’e çıktı. Belki 4’e şehre çıkartacağız. Mısır’daki frekanslarımız eski düzeyi yakalamak üzere. Tunus’ta düzeliyor. Suriye’de sorun devam ediyor ama bizi etkileyecek düzeyde değil.

Bilet satan değil pazarlayan konumuna geçti

Artık THY’de ana işi ‘pazarlama’ olan bir genel müdür yardımcılığı var. Dünya çapında ses getiren reklam ve tanıtımlarımızla bilet satan olmaktan ziyade pazarlama yapan bir organizasyon anlayışına geçiyoruz. Büyük firmalarla kurumsal anlaşmalar yapıyoruz ve sayısını artıracağız. Dünyada seyahat eden, ne amaçla olursa olsun, seyahat eden herkes her dünya yolcusu bizim radarımızdadır. Mesela Los Angeles’a giden THY uçağının içindeki her şey dört dörtlükse artık geriye bir tek bunu pazarlamak kalıyor. Sıkı iletişim içindeki örgütü global olarak da konuşturuyoruz. Dünyanın her tarafındaki arkadaşlarımızı topluyoruz. Ortak akılla sinerji oluşturuyoruz.

Afrika için özel uçak ürettiriyor

Geniş gövdenin dolduramadığı dar gövdenin ulaşamadığı Afrika pazarı için üreticilere dar gövde menzilini biraz artıracak bir uçağa ihtiyacımız var dedik. Bunu daha önce 1-2 havayolu yapmış. 737-900 uçaklarına 7 tank koydurduk. 190 olan koltuk sayısını da 150’ye indirdik. 8 saat uçacak bu uçakların içini son teknoloji ile donattık, konforu artırdık. 2’si önceki hafta geldi. Artık Nairobi-Tanzanya seferini ayırıyoruz. Şimdi bu uçaklar tek konma ile Avrupa’ya gidecek. Geniş gövdeden koltuk başı maliyeti yüzde 25 daha düşük olan bu uçaklarla diğer merkezlere ve Türkiye’ye aldığımız pay artacak. Frekansları da derinleştireceğiz. Marta kadar Afrika’da 5-6 ülkeye daha sefer başlatmış olacağız. 2012-2013’te Afrika’da aynı ülkede birkaç şehre ulaşacağız. Afrika’nın tamamına uçma hedefimiz var ve bu kıtayı İstanbul üzerinden dünyaya bağlıyoruz.

Bakarsınız Harran ovasına petrol ekeriz

Petrol fiyatları her zaman risk. Doların yükselmesi de bize yaramaz. Jet yakıtı konusunda arayış içerisindeyiz. Sadece biz değil, bütün dünya havacılığında bu arayış var. Bio jet yakıtı kullanma denemeleri yapılıyor. Biz de bu konuda Opet ve Tüpraş ile birlikte hazırlanıyoruz. Bakarsınız Harran ovasına petrol ekeriz. Bio yakıt yetiştiririz. Neden olmasın? Örneğin, Hint fıstığından çok kaliteli bio jet yakıt yapılıyor. Fiyatlardaki aşırı dalgalanmalara karşı maliyet dengeleme unsuru olarak bu tür arayışlara sıcak bakıyoruz. THY geldiği noktada bütün bu fırsat pencerelerini değerlendirmek durumunda…
 
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Ulaştırma | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim