• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 21 °C

Trafik facialarına çare aranacak

Trafik facialarına çare aranacak
Her yıl daha sıkı trafik tedbirlerinin alınmasına rağmen yollarda yüzlerce insan trafik kazalarında can veriyor. Peki, bu kazaları önlemek mümkün mü? Yol Güvenliği Programı Direktörü Tanzer Gezer yanıtlıyor...

 9--10 Kasım'da Yol Güvenliği Sivil Toplum Buluşması gerçekleşecek. Toplantıda ne gibi bir çalışma yapmayı planlıyorsunuz?

İçinde bulunduğumuz yılda peş peşe gelen trafik faciaları ve yaşanan büyük can kayıpları, yaralanmalar artık tolere edilebilir olmaktan çıktı. Halk sağlığına büyük olumsuz etkileri olan bu olayların “kaza” olarak anılması da toplum vicdanını ciddi şekilde yaralıyor. Bu nedenle 9-10 Kasım tarihlerinde, Sağlık Enstitüsü Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı’nın daveti üzerine gerçekleştirilecek olan YOL GÜVENLİĞİ SİVİL TOPLUM BULUŞMASI’nda, ülkemizdeki trafik kazalarına bağlı oluşan yaralanma ve ölümlerin yüksekliği göz önüne alınarak ilgili sivil toplum örgütleri ve meslek kuruluşları ile istişarede bulunulacak, durum tespiti yapılacak. Buluşmaya katılan sivil toplum kuruluşları yol güvenliği ile ilgili çalışmalarını ve uzmanlıklarını aktaracaklar. Küresel Yol Güvenliği Programı kapsamında bir sivil toplum çalışma grubu oluşturularak durum raporu hazırlanması için bu buluşmanın sürdürülmesi çok önemli.


Şu ana kadar yol kat ettiniz? 
Türkiye’de, Küresel Yol Güvenliği Programının sivil toplum ortağı olan Sağlık Enstitüsü Derneği, emniyet kemeri ve hız kontrolü konusunda çalışmalarını sürdürmekte. Küresel Programa dahil olan Brezilya, Meksika, Çin, Vietnam, Kenya, Rusya, Hindistan gibi diğer ülkelerle, durum tespiti, çözüm önerileri ile çarpışmaları önleyici ve çarpışma sonrası müdahaleler konularında olduğu kadar çarpışmalarda koruyucu tedbirler üzerine yasaların iyileştirilmesi istişarelerimiz devam ediyor. Yasalarımızın daha önleyici, koruyucu olması için oluşturulan ve dünyaca kabul görmüş içeriklere sahip katkılarımızı ilgili makamlarla paylaşıyoruz, uzmanlığımızı sunuyoruz. Bu yılın başında emniyet kemeri bulundurma ve kullanma zorunluluğu üzerine çok güzel kazanımlar elde ettik. Artık dolmuş, taksi gibi ticari araçların sürücüleri, ambulansların sürücüleri ve ön koltuk yolcuları, güvenlik görevlileri de emniyet kemeri kullanma yükümlülüğü düzenlemesiyle iş yeri güvenliğine kavuştular.

 

STK’nın bu toplantısından nasıl bir sonuç bekliyorsunuz, devlet desteği olacak mı?
Hedefimiz, günde ortalama 10 aileyi yıkan, 700’den fazla aileyi yaralayan trafikte yaşanan çarpışmaları, gerçek sebepleri, alınması gereken tedbirleri ile ülke gündeminde öncelikli sıraya taşımak. Karayolu trafik kazalarında oluşan yaralanma, sakatlanma ve ölümleri önlemek için ülke düzeyinde yasaları ve uygulamaları geliştirmek, toplumun bütün katmanlarını bilinçlendirmemiz gerekiyor. Sadece yasaları iyileştirmek yetmiyor. Yayaları, sürücüleri ve yolcuları da bilinçlendirmek önemli. Ancak, yasanın emniyet kemeri muafiyeti tanıdığı bir yolcuyu emniyet kemeri takma konusunda bilinçlendirmek zor hatta mümkün değil. Bu noktada sivil toplum ve devlet işbirliği çok büyük önem kazanıyor.

 

Isparta yine en son kaza. Uygulama olarak ne öneriyorsunuz? Çünkü sürekli oluyor bu “kazalar”
Yol güvenliği tesis edilmesi son derece zor bir konu. Çarpışmalar oluyor, olacaktır da. Bunların sayısını en aza indirmek için alt yapının doğru inşa edilmesi, trafiğin güvenli düzenlenmesi, araçların teknik donanımlarının ve bakımlarının uygunluğu, eğitimler, sürücü sertifikalandırması, radarla hız kontrolü ve sürücü kusurlarının tespiti çalışmaları, trafikte kontroller vs olması gereken ve çok önemli unsurlar. Ancak, önleyici tedbirler yanısıra kaza esnasında maksimum korunmanın istisnasız her bir sürücü ve yolcu için zorunlu hale getirilmesi ölümlü ve yaralanmalı kazaların tüm kazalara olan oranını düşürecektir. Halen %13’ten yüksek olan bu oran gelişmiş ülkelerde %2-5 seviyelerinde.

 

Acil eylem planınız var mı, varsa nedir ayrıntıları? 
Trafik kazalarının küresel ölçekte yaygınlığı ve neticesinde meydana gelen ölüm ve yaralanma olguları ve toplumsal ve ekonomik kayıpların ciddi boyutlara ulaşması sorunun ulusal ve uluslararası düzeyde ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde ele alınmasına dair bir eylem planı mevcut. Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi ve Eylem Planı’nın hedefi, 2020 yılına kadar ölüm ve yaralanmaların %50 oranında azaltılması. Yol güvenliğinin sağlanabilmesi için Eylem Planı; altyapı hizmetleri, acil müdahale ve ilkyardım, kaza sonrası kurtarma hizmetleri, eğitim, ilgili mevzuat, düzenleme ve denetim hizmetlerinin yerine getirilmesi şeklinde yapılandırılmış. Bu Eylem Planına katkı sunmak üzere hukuksal düzenlememizi gözden geçirdik ve özellikle emniyet kemeri ve hız kontrolü konularında eklerimiz olduğunu tespit ettik. Özellikle şehirler arası otobüslerde her yolcu koltuğunda emniyet kemeri bulundurulması ve elbette yetmez bunların yolcular tarafından kullanımının zorunlu hale getirilmesi, uygulamanın izlenmesi çok önemli. Haberler çarpışma anında otobüsten yola fırlayarak veya otobüsün içinde camlara, şaşeye veya diğer yolculara çarparak ağır yaralanan hatta yaşamını kaybeden insanlarımızla dolu. Ayrıca 1995 model öncesi otomobillerin arka koltuk yolcuları da emniyet kemeri korumasından faydalandırılmalıdırlar. Otomobillerin karıştığı kazaların %26’sında eski model otomobillerin olduğu çok dikkat çekici bir veridir. Çarpışmaların önlenmesi için ise yerel yönetimlere verilen hız sınırı yükseltme yetkisi kaldırılmalı, hız sınırları farklı araçlar için farklı düzenlenmelidir. Halen yerleşim yeri içinde otomobiller, kamyonlar, otobüler için hız sınırı aynıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Ulaştırma | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim