Sadece havaalanı işletmeciliğiyle değil, havacılık yan sanayisini geliştirmek için de adımlarını hızlandırmaya ve bunu başarmaya hazırdır" dedi.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve Türk Hava Yolları (THY) Teknik'in bu yıl 3.'sünü düzenlediği Türk Havacılık Endüstri Sergisi, Forumu ve Fuarı (TÜHESFO), İstanbul Fuar Merkezi'nde açıldı.
Bakan Yıldırım, TÜHESFO'nun açılışında yaptığı konuşmada 3 yıl önce bu işe teşebbüs edenlerin "Acaba mahcup olur muyuz-" diye çok büyük endişe yaşadıklarını hatırlatarak, bugün etkinliğin 3.sünün İstanbul Ticaret Odası'nın aktif katılımıyla düzenlenmiş olmasının havacılık ve uzay endüstrisi bakımından artık böyle bir endişenin çok gerilerde kaldığını gösterdiğini söyledi.
Yıldırım, etkinliğe 10 binden fazla firmaya davetiye gönderildiğini ve bunların 1000 tanesinin katıldığını belirterek, şöyle konuştu:
"Bu Türkiye'nin geleceği ve havacılık bakımından ümit ve gurur vericidir. Hezarfen Ahmet Çelebi'den Vecihi Hürkuş'a, Nuri Demirağ'a varıncaya kadar havacılık tarihimizin acı tatlı hatırları var. Ama bu hikayelerin ortak bir paydası var. Çok hızlı elde edilen bir başarı ve arkasından bir hüsran. Demek ki, sorun başarıyı yakalamak değil. Sürdürülebilir başarı asıl hedef olmalıdır. Havacılıkta son 10 yılda ortaya konulan Türkiye'deki başarı, gelişme, elbette ki 'havayolu halkın yolu olacak' talimatıyla Sayın Başbakanımızın ortaya koyduğu bir hedeftir."
Bunun gereğini yerine getirmek için çok özverili bir çalışma yaptıklarını belirten Yıldırım, "Allah'a şükür bugünlerde Türk havacılığı sadece havayolu halkın yolu algısı Türkiye'de oluşmadı. Havacılık anlamında Türkiye artık küresel bir marka çıkarmış ve THY'yi bayrak taşıyıcısı yapmış bir ülke. Bunun yanı sıra da havacılıktaki büyümesi tüm dünyanın dikkatini çeker hale gelmiş. 150 orta ve uzun gövdeli uçak sayısını 370'lerin üzerine çıkaran bir Türkiye var. 50 milyon yolcu hedefini Türkiye için, 2015 olarak gösteren uluslararası otoriteler büyük bir yanılgıya uğradı. Türkiye hedefleri 2015 yılını aştı. Toplam havacılıkta yolculuklar 120 milyona yaklaştı" diye konuştu.
-"100 milyon kapasiteli bir havalimanı, ülkenin milli gelirine yüzde 1 katkı yapar"-
Bakan Yıldırım, Türkiye'nin potansiyelinin bununla sınırlı olmadığını, daha yolun başında bulunulduğunu belirterek, "Türkiye 2023 hedeflerinde havaalanı kapasitesini 400 milyona, uçak sayını 900'e, havayolu ile seyahat eden yolcu sayını da en 350 milyona çıkarmış bir konuma geldiği zaman Türkiye dünyanın 10 büyük ekonomisi arasında yerini alacaktır"dedi.
Yıldırım, 100 milyon kapasiteli bir havalimanı yapmanın, o ülkenin milli gelirine yüzde 1 katkı yapmak anlamına geldiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Havacılık sektörü katma değeri bu kadar yüksek bir sektördür. Hani 'yükte hafif pahada ağır' diye bir tabir vardır bizde. İşte tam havacılık sektörünü tarif eder. Havacılık sektöründe iç hatlarda, dış hatlarda bu gelişmeleri yaşamasaydık, fuarları, havacılık endüstrisini, 2023 hedeflerini telaffuz bile edemezdik. Bunları konuşabiliyorsak, Türkiye'de bu alanda ulaştığımız, yakaladığımız başarının bir sonucu olarak bugün artık kendi uçağımızı yapabilmeyi konuşuyoruz. Kendi uydumuzu yapabilmeyi konuşuyoruz. Marka olanlar durdukları yerde olmadı. Onlar, daha adı sanı yokken biz uçak yaptık. Uçurduk, seri imalat da yaptık. Ancak, kendi kendimizi yok etmek için her şeyi de yaptık. Kimse bize zarar vermedi. Biz kendi kendimize yaptık. Yaptığımız kıskançlıkların, siyasi oyunların arasında sivrilen bu havacılık endüstrisi 2-3 sefer tuş oldu. 1984'te Rahmetli Özal, tekrar 'havacılık' dedi. 1984-1985'te motorla ilgili fabrika Eskişehir'de, havacılıkla ilgili fabrika Ankara'da kuruldu. O günden bugüne havacılıkta bir noktaya nasıl geliriz bunun gayretini, çabasını gösteriyoruz. Bugün artık bu fuar gösteriyor ki, Türkiye havacılıkla ilgili ekosistemini oluşturmuştur. Türk endüstrisi havacılıkla ilgili 5 bin parçayı sergiliyorsa işin yüzde 25'ini halletmiş demektir. Taş çatlasa 35 bin parça var havacılıkta. Bu iyi bir nokta. Bunun üzerine inşa etmek... Alt yüklenici olmadan bu işte başarı şansı yok."
-Türkiye'nin başarısını kendine, aklına ve yeteneğine güvenerek sağlayacaktır"-
Binali Yıldırım, kimsenin dururken küresel marka olmadığını dile getirerek, "Önce çalışılacaksın. Sonra kendini ispat edeceksin. Bütün dünya 'bunlar yapar' diyecek hale gelecek. Ondan sonra birinci yüklenici ve marka olacaksın. 10 kat katma değer sağlayacaksın. Bugünleri de görecek Türkiye. Türkiye artık şuna karar verdi arkadaşlar, teknolojiyi kullanan ülke değil, teknolojiye sahip, teknolojiyi üreten, ihtiyacı olan ülkelerle de paylaşan, aynı zamanda kullanan... Teknolojiye sahip olan ülkeler bunu başka ülkeler için silah olarak kullanıyor. Bu da yanlış. İnsanlığı mağdur edecek, onların hayatını zora sokacak her türlü kısıtlama etik değildir" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin başkasının inayetiyle, başkasından medet bekleyerek değil, kendi insanına, kaynaklarına, gücüne ve aklına güvenerek adım adım gittiği bu yolu başaracağını dile getiren Yıldırım, mucize de beklenmemesi gerektiğini ifade etti. Mucizenin önlerinde durduğunu vurgulayan Yıldırım, bu sektörde adını sanını bilmedikleri yüzlerce insanın dünyanın bir ve iki numaralarına yazılım, parça gönderdiğini ve imalat yaptığını kaydetti.
-"Türkiye, dünyanın doğusu ile batısı arasında bir denge köprüsü olmayı başaracak"-
Türkiye'nin kendi markasını ürettiğinde hem katma değeri kendi ülkesine kazandıracağını hem de küresel anlamda bölgesel kalkınmaya da öncülük edeceğini dile getiren Yıldırım, bu sayede Türkiye'nin dünyanın doğusu ile batısı arasında bir denge köprüsü olmayı başaracağını söyledi.
Dünyanın buna ihtiyacı olduğuna dikkati çeken Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bölgemiz ağırlık merkezlerinin geçiş noktasıdır. Bu noktada denge unsuru bir ülkeye ihtiyaç var. Bu da Türkiye'dir. Türkiye kendisine böyle bir konum belirlemiştir. Bu konumun sorumluluğu da her alanda çalışmalarını aralıksız devam ettirebilmek, sürdürülebilir kalkınma ve başarıyı yakalamaktır. Sadece havacılıkta değil, bütün alanlarda bunu başarmaya mecburuz. Havacılık sektörünün, bugün 2 trilyon doları aşan bir pazarı var. 20 binin üzerinde ticari anlamda uçağı olan, 30 milyonun üzerinde çalışanı olan ama milli ekonomilerdeki destekteki çarpan etkisi çok fazla olan bir sektördür. 100 milyon kapasiteli bir havaalanı ülkenin GSMH'ye yüzde 1 katkı sağlar. Demek ki, 400 milyon kapasiteye ulaştığımızda yüzde 4 GSMH'de bir artış söz konusu olacak.
Türkiye 2023'te 10. büyük ekonomi olmayı, katma değeri yüksek, teknolojik değeri yüksek ürünleri geliştirmek ve üretmekle ancak yakalayabilir. Harcıalem işleri yaparak bu hedefleri gerçekleştiremez. Bunun için Türkiye'nin hem insan kaynağı var hem tecrübe birikimi var hem de yapacak gücü var. Bu gücü artık bir enerjiye, bir sonuca dönüştürmek hepimizin görevidir."
Yıldırım, kanatları açık olmayan kuşun kanatlarının büyüklüğünün belli olmayacağını vurgulayarak, "Türkiye artık, kanatlarını açmıştır ve gücü de ortaya çıkmıştır. Onun için Türk havacılık sektörü bir dönüm noktasındadır. Sadece havaalanı işletmeciliğiyle değil, havacılık yan sanayisini geliştirmek için de adımlarını hızlandırmaya ve bunu başarmaya hazırdır."
Haber ve Fotoğraflar: Tarkan Biricik - Salih Bakırcı
www.UlasimOnline.Com
