Bakan Yıldırım: “Hizmetin kamusu özeli olmaz”
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, "Avrupa Kamu Posta İşletmeleri Birliği Genel Kurul" toplantısına katıldı. Yıldırım, "Yarış haksız rekabetle, korumacılıkla değil, yarış hizmet kalitesiyle olmalı ister kamu, ister özel olsun. Hizmetin kamusu özeli olmaz" dedi.
İstanbul Hilton Otel'de gerçekleştirilen toplantıya Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın yanı sıra birçok davetli katıldı. Toplantıda konuşma yapan Binali Yıldırım, "Bu önemli toplantıda dünya posta hizmetleriyle ilgili hemen hemen bütün beyin takımı burada. Dolayısıyla bahane arayacak bir şey yok.
Ne konuşacaksanız, hepsini burada konuşacaksınız, karara bağlayacaksınız, 'Efendim ben yoktum, ben katılmamıştım, bunları ben duymadım' diye bir mazeretiniz de yok. Düzenleme için ne konuşacaksak burada konuşacağız" dedi.
Ulaştırma Bakanı Yıldırım PTT’nin tekelinin kaldırılması konusunda da açıklamalarda bulundu. Yıldırım, “PTT’ Telekom ayrılırken ayda 2 milyon işlem yaparken, PTT bank faaliyetine başladıktan sonra aylık 23 milyon işleme adedine çıktı. 170 farklı kuruluşla, bir o kadar farklı posta veya para
transferi işlemlerini yapıyor. Yani iş yapmak isterseniz yapacak çok iş bulabilirsiniz. 1444 yerleşim yerinde sadece PTT şubeleri var. Başka banka yok. Oradaki vatandaşların işlerini PTT yapıyor. Böylece PTT etmekten kurtuldu. Şimdi hem daha fazla hizmet üretiyor, hem de kamuya 250 milyon bir girdi aktarıyor” şeklinde konuştu.
Türkiye'de posta tekelinin hali hazırda mevcut olduğunu belirten Yıldırım, "Ama fiili duruma bakarsanız, bizim posta idaremiz kamu mevzuatı dahilinde çalıştığı için her yere yetişmekte, hizmet vermekte gereken esnekliği gösterememektedir. Boşluk derhal birileri tarafından dolduruluyor. Şu anda belki 200-250 tane PTT ile birlikte bu işleri yapan büyük, küçük kuruluş var. Ama fark ne? Fark bir yerde 177 yıllık geçmişi, ismi olan bir PTT var. Diğer yandan da bugün kurulan, bir hizmeti yerine getirdikten sonra da faaliyetine son veren şirketler var. Burada şunu anlatmaya çalışıyorum, buradaki en büyük fenomen, muamma şudur, bir yandan kamunun sınırlamalarına dahil olacaksınız, kralları ihlal etmeyeceksiniz, bir yandan da özel sektörün esnekliğinde iş yapacaksınız. Bu iki güzellik bir arada olmuyor" diye konuştu.
“Hizmetin özeli ya da kamusu olmaz”
Binali Yıldırım "hizmetin kamusu özeli olmaz" ifadelerini kullanarak, "Ya kamuda bu esnekliği sağlayacak, genel bir düzenlemeye gitmek lazım, hizmet vatandaşa yapılıyor. Vatandaş hizmeti en iyi, en hızlı şekilde, en az olumsuzlukla hizmeti getirene her zaman kucağını açar. Dolayısıyla yarış haksız rekabetle, korumacılıkla değil, yarış hizmet kalitesiyle olmalı ister kamu, ister özel olsun" dedi. Yıldırım, kamu işletmelerinin en büyük zorluğunun personel sevk ve idaresinde, özlük haklarında kısıtlamalara tabi olmaları noktasında yaşandığını anlatarak, özellerde ise bu durumun bulunmadığını, buna karşın kamu idarelerinde ise her türlü garantinin bulunduğunu söyledi.
Sistemi hizmet kalitesi ağırlıklı bir yapıya dönüştürmek gerektiğini belirten Yıldırım, "Bir yandan kamunun elindeki posta hizmetlerinin bir kısmını piyasaya açmak lazım. Kamu hizmet kalitesinin devamlılığı için bir teminat olmalıdır. Başrol oyuncu olmasına gerek yoktur. Ama piyasaların yerli yerinde çalıştığından emin olacak. Bir yandan da fiili düzenleyici konumda olmalıdır, bir süre için en azından. Rekabetin, serbestleşmenin sektörel anlamda tam oturuncaya kadar kamu işletmesinin böyle bir görevi olması icap eder diye düşünüyorum" dedi.
Bakan Yıldırım, “PTT’deki bağımsızlıktan kastım şudur:Kendi görev alanlarıyla ilgili konularda adil kararlar almaları sektörün sağlıklı serbestleşmesi ve rekabet içerisinde hizmetlerin kaliteli bir şeklide sürdürülmesi. Bağımsızlık bu konularla sınırlıdır. Bağımsızlıktan mutlak bağımsızlık anlaşılmasın. Yani bize hükümet karışamaz anlaşılmasın. Şimdi yok ama ilk kurulduğu yıllarda böyle bir hava vardı. Şimdi herkes zaman geçtikçe işin doğrusunu öğrendi. PTT serbestleşmeyle ilgili tekel hakkının kaldırılmasıyla ilgili çalışmalar çok uzun süreden beri devam ediyor. Yeni bir konu değil. Bu konu bizim açımızdan tamamlanmış durumda. Bu yönde yapacağımız çalışma bir özelleştirme değil. PTT’nin tekel hakkının aşamalı olarak kaldırılması ve PTT’nin KİT yapısının daha esnek hale getirilmesidir. İş
yaparken, karar alırken, deveye hendek atlatır gibi bir çok prosedürden ve kısıtlamalardan geçiyor. O işlere gerek kalmayacak. Piyasadaki diğer şirketler nasıl iş yapıyorsa nasıl karar alırsa bizde öyle yapacağız” ifadesinde bulundu.
“Yapay düzenlemeyle bir yere varılmaz”
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, yapay düzenlemeyle bir yere varılamayacağını belirterek sözlerini şu şekilde tamamladı: "Herşey tabiatına uygun olmalı. Şu anda o noktaya geldik. Yasamızı da hazırladık. Zannediyorum, bir ay içerisinde biz bu düzenlemeyi yapmış olacağız ve böylece aslında fiili durumu, resmi hale dönüştürmüş olacağız. Bundan sonra da tabi posta denetleme tarafında ağırlık koyacağız. Kamudan kaynağını kullanan hiç bir kurum gerçek anlamda bağımsız olamaz. Olması da icap etmiyor. Düzenleyici kurumları bazı ülkeler veya bazı insanlar 'Efendim biz bağımsız kurumuz', geç bunu. Bağımsızlık yapacağın işlerdedir, alacağın kararlarda adil olmandır, bağımsızlık budur. Bizim ülkede
para basılıyordu, kıyamet koparıyordu Avrupa. Şimdi ha babam gece, gündüz para basıyorlar. Niye ülkeleri, bankaları kurtaralım. Her sorunun başı paradır. Paraya, maddeye dayalı sistemlerin geçerli, uzun ömürlü olmadığı bugünkü küresel krizde bir kez daha ortaya çıkmıştır. O halde insan yaşayan sosyal bir varlıktır. Mutlaka yaptığımız işte para da olacak, azim de, hedef de olacak ama insani değerlerimizi asla ve asla kaybetmeyeceğiz"
Haber ve Fotoğraflar: Cengiz Tepebaş - İstanbul Haber Ajansı
