• BIST 8718.11
  • Altın 2247.714
  • Dolar 32.332
  • Euro 35.1694
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara 3 °C

Turizmde üç ana önlem masada

Turizmde üç ana önlem masada
Türkiye turizminin gelişmesi için bu alanda "temel" bir yasa hazırlanması, "çatı örgüt" kurulması ve sektörü doğrudan etkileyen algı kampanyaları ile mücadele edecek "Risk Yönetimi Birimi" oluşturulması gündeme alındı.

Kültür ve Turizm Bakanlığınca 15 yıl aradan sonra 1-3 Kasım'da turizm sektörü temsilcileri, çözüm ortakları, akademisyenler, araştırma merkezleri ile 8 Bakanlıktan temsilcilerin katılımıyla düzenlenen "3. Turizm Şurası"nın kitaplaştırılan sonuç raporunda yeni turizm politikalarına ilişkin önemli önerilere yer verildi. 

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş'un, "turizmde 3. hamle dönemi" olarak adlandırdığı Türkiye'nin yeni turizm politikalarına yön verecek şuranın sonuç raporunda, turizm sektörüne yönelik üst kuruluşların oluşturulması önerisi gündeme getirildi.

Bakanlık ile turizm sektörünün tabi olduğu yasal zemin ve mevzuatın güncelliğini yitirdiğine dikkat çekilen raporda, "Önümüzdeki yıllar içerisinde yıllık 50 milyar dolarlık gelir düzeyine erişmesi hedeflenen Türk turizmi için, sektörün tüm sorun ve ihtiyaçlarını karşılayacak çerçeve nitelikte bir 'Turizm Temel Yasası'nın hazırlanması gerekmekte olup, diğer alt düzenlemelerin de bu yasaya göre yapılması önem arz etmektedir." değerlendirmesi yapıldı.

Bu sektörle ilgili görev paylaşımına yönelik de "Turizmi doğrudan ilgilendiren sorun ve konularda Kültür ve Turizm Bakanlığı tam yetkili, dolaylı ilgilendiren konularda (ulaşım, iletişim, çevre, eğlence, gıda ve haberleşme vb.) ise kesinlikle karar paydaşı olmalıdır. Turizm sektörünün tek başına Türkiye ekonomisine kazandırdığı net hizmet geliri ve istihdam imkanı dikkate alındığında, Bakanlığın 'Ekonomi Koordinasyon Kurulunun üyesi olması gerekmektedir." önerisinde bulunuldu.

"Çatı örgüt" talebi

Turizm sektörünün tüm paydaşlarını kapsayan bir çatı örgütün oluşturulması talebinin de aktarıldığı raporda, bu yapıya yönelik şunlar kaydedildi:

"Turizm sektörünün tüm paydaşlarını kapsayan bir çatı örgütün oluşturularak, sektörü tam yetki ve yönetişim esaslarıyla temsil edip, yurt içi ve dışı kurum ve kuruluşlara muhatap kılacak şekilde bir yapılanmaya gidilmesinde fayda görülmektedir. Söz konusu yapılanma, Türkiye turizmini yurt içinde ve yurt dışında tanıtmak, turizmde 'Türkiye' markasını oluşturmak, imaj geliştirmek, Türkiye'ye gelen yabancı turist sayısını artırmak, turizm gelirlerini yükseltmek, turizmi milli ekonominin verimli bir sektörü haline getirmek ve turizmde sürdürülebilir gelişme ilkelerinin yerleştirilmesi için ilgili paydaşlarla iş birliği yapmak üzere kurgulanmalıdır."

Turizm teşviklerinin yatırımların ötesinde eğitim, pazarlama, istihdam, teknoloji alanlarında da yeniden düzenlenmesinin gerektiği belirtilen raporda, Bakanlık bünyesinde bu kapsamda "Yatırım Değerlendirme ve İzleme Kurulu" oluşturulması gerektiği aktarıldı.

Raporda ayrıca Anadolu'da yeni noktalara tarifeli ve düşük fiyatlı doğrudan uçuşların teşvik edilmesi, Çin, Japonya ve Hindistan gibi Asya Pasifik ülkeleri başta olmak üzere, yeni geliştirilecek pazarlardaki üst ve orta gelir düzeyindeki yabancı ziyaretçilere yönelik tanıtım ve pazarlama stratejilerinin pazar ülke özellikleri dikkate alınarak yapılması önerisi getirildi.

Krizlere karşı "risk yönetim birimi"

Raporda en dikkat çekici öneriler arasında turizmi ilgilendiren uluslararası tehditlere karşı bir risk yönetim birimi oluşturulması ön plana çıktı.

Kurulması istenen bu birime ilişkin şu ifadelere yer verildi:

"Doğrudan turizmi ilgilendiren tehditler ve olağan dışı durumlardan ülkemiz turizminin asgari düzeyde etkilenmesi, bu durumlar karşısında kamuoyuna aydınlatıcı bilgi verilmesi ve medyada yaratılmak istenen olumsuz algının önlenmesi için kamu ve özel sektör üst düzey yetkililerinden oluşan, manevra kabiliyeti yüksek bir 'risk yönetim birimi' oluşturulmalıdır.

Bu çerçevede, Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda oluşturulacak söz konusu yapı tarafından riskler önceden tespit edilerek, etki ve olasılıklarının azaltılmasına yönelik eylem planları hazırlanmalıdır. Olası bir kriz durumunda seri hareket edilebilmesi için bölgesel/yerel bazda da karar mekanizmalarının oluşturulması önem arz etmektedir."

Dışişleri ve Kültür ve Turizm Bakanlıkları aracılığıyla yoğun bir diploması kampanyası 
sürdürülerek, Türkiye'ye yönelik seyahat uyarılarının çok geç olmadan kaldırılması ya da yumuşatılmasının sağlanması için çabaların artırılması talebinin aktarıldığı raporda, Başbakanlığa bağlı Milli Turizm Örgütünün kurulması önerisi aktarıldı.

Turizmin 12 aya yayılması

Şuranın sonuç raporunda, turizmin yılın 12 ayına yayılmasını sağlamak için sağlık, kış, golf, eko turizm gibi alanlarda bölge ve ürün çeşitliliğinin çoğaltılmasının teşvik edilmesi gerektiği vurgulandı.

Ayrıca dünyadaki örnek modeller de dikkate alınarak, Türkiye'deki okul tatili dönem ve sürelerinin bölgesel iklim koşullarına göre gözden geçirilmesi ve bu kapsamda iç turizme katkı sağlayacak stratejilerin belirlenmesinin gerekliliğine vurgu yapıldı.

Raporda, alternatif turizm türlerini temsil eden bir örgütlenmenin oluşturulması, eğitim ve öğretim dönemlerinin bölgelere göre düzenlenmesi ve çocuklu ailelerin tatil sezonlarının ağustosta başlayarak kasıma kadar uzatılması gibi talepler de gündeme getirildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı bürokratlarının söz konusu önerileri gündemine alarak, altyapı açısından tek tek incelediği öğrenildi. 

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Ulaştırma | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim