Vinç sanayii montajdan kurtulmak istiyor
Gemi inşanın ardından büyüyen çelik ve inşaat sektörü, yerli vinç imalat sanayisine olumlu yansıdı. Sektörün yeni hedefi ithal edilen bazı ürünleri de Türkiye’de üretmek ve 50 milyon euroluk pazarı daha da büyütmek.
“Dünyayla rekabet için ar-ge’ye yatırım şart”
Gemi inşa sanayisinin vinç imalat sanayisini geliştirdiğinin altını çizen Visan Vinç Genel Müdürü Bülent Şadoğlu’una göre, vinç sanayisinde dışa bağımlı olan sektör, ithal ettiği bazı ürünleri imal etme imkanına sahip.
Visan Vinç, mevcut yapısında kendi personeli, üretim tesisleri, parkuru ve kendi dizaynı ile 500 ton kapasiteye kadar Gezer köprülü vinç yapabilme kabiliyetine sahip Türkiye’deki sayılı firmalardan biri. Şirket, yıllık 5 ton ile 80 ton aralığında standart vinçlerden 1000 adet ve özel imalat tarzında 80 ton 500 ton aralığındaki vinçlerden de 20 adet yılda üretebiliyor.
“Krizi farklı sektörlere yönelerek aştık”
Gemi inşa sanayisindeki yaşanan krizin vinç sektörünü olumsuz etkilediğini ve bazı vinç firmalarının batmasına neden olduğunu dile getiren Şadoğlu, Visan’ın da satışlarının yüzde 20 düştüğünü söyledi. Gemi inşa sektörünün vinç sektörüne büyük katkı sağladığını belirten Şadoğlu, kriz sonrasında gemi inşa sanayi vinç sektörüne katkı sağlayamaz hale gelince farklı sektörlere yöneldiklerini kaydetti. Şadoğlu, “Aluminyum profil üretim hatları, kağıt sanayi, mermer sanayi ve hidroelektrik santraları gibi sektörlere yönelerek kriz sonrası üç yılı geçirdik” dedi. Bu yılın ilk altı ayında geçen yıla oranla yüzde 50 gibi bir büyüme yakaladıklarını kaydeden Şadoğlu, bu büyümeyi yeni yatırımlarla sürdüreceklerini ifade etti. Şirketin önümüzdeki dönemlerde yapacağı yatırımlara değinen Şadoğlu, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Önümüzdeki yıllarda firmamızın fabrikasının mevcut kapasitesini doldurmuş olması sebebiyle ülke sanayimizin genişleyeceği düşüncesiyle çevremizdeki pazarların büyüme trendine gireceğini ön görüyoruz. Bu doğrultuda yeni bir fabrika yatırımını hayata geçirmeyi planlıyoruz.”
“Türkiye elektrikli ekipmanlarda dışa bağımlı”
Türk vinç pazarına yerli üreticilerin hakim olduğunu anlatan Şadoğlu, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Türkiye pazarında bugünü değerlendirdiğimizde yerli üreticilerin yüzde seksen pazara hakim oldukları rahatlıkla görülüyor. Bunun sebebi ise Avrupa’dan vinç sisteminde kullanılan ekipmanların 0 oranında gümrüksüz malların getirilebilmesi. Vinç uygulamalarında önemli nokta olan motor, redüktör, elektronik ekipmanların gelmesiyle yerli firmalar, vinç sektöründe etkili rakipler olan Alman menşeli vinç üreticilerinin ürünlerine yakın ürünleri yapar hale geldiler. Firmalar, yerli sanayinin gelişmesiyle de şuan bazı ekipmanları yurt içinden tedarik ederek üretimlerini gerçekleştirebiliyorlar.” Vinç sektörünün henüz dışa bağımlı bir sektör olduğunu dile getiren Şadoğlu, “Özellikle elektrikli ekipmanlar olan şalt ve elektronik malzemeleri olarak bilinen kontaktör, termik, röle ve artık vinç sistemlerinde olmazsa olmaz olan invertör gibi ekipmanlarda sektör uzun süre dışa bağımlı olacak gibi görünüyor. Bu anlamda yeni hükümetin programında olan ileri teknoloji ürünlerin desteklenmesi noktasında bu ekipmanları üretecek firmaların desteklenerek ithalatın önüne geçilmesi gerekiyor. Diğer bir ithal girdi ürünü de elektrik motoru. Bu noktada motor üreten firma olarak ülkemizde üreticiler var fakat vinç uygulamalarına uygun motor tiplerinin özel olması ve mevcut üretim adetlerinin az olması nedeniyle yerli üreticiler üretmek istemiyor. Bunun dışında Türkiye, teknolojik olarak üretim kabiliyetine sahip” şeklinde konuştu.
“Yerli üreticiler dünyaya açılmaya başladı”
“Rusya, Türki Cumhuriyetler, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da vinçlerimizin alıcı bulduğunu ve markalarımızın tercih edilir hale geldiğini söyleyebiliriz” diyen Şadoğlu, Ar-Ge’nin önemine değinerek şöyle devam etti:
“Sektörde 30 yılı aşkın zamandır üretim yapan 4 firmanın haricinde vinç üreten firmalar, yeterli kalite ve altyapıya sahip değil. Bakıldığında yerli bir markada çalışıp ayrılan kişilerin diğer firmalara geçmesiyle bilginin kopyalanması neticesinde vinç piyasasında adeta klonlamayla türetilen vinç imalatları olduğunu açıkça görülüyor. Bu da yerli üretim yapan firmaların ar-ge konusuna ne derece ilgili olduklarını gösteriyor. Eğer yerli vinç üreticilerinin dünya markası olma niyetleri varsa ar-‘ye ye son derece önem vermeleri ve kendi dizaynlarını yaparak taklitçi zihniyetten uzaklaşmaları gerekiyor.”
“En büyük sorun merdiven altı üretim”
Sektörün sorunlarına da değinen Şadoğlu merdiven altı üretime vurgu yaparak şunları kaydetti: “Sektörümüzün en büyük problemlerinin başında sektörde faaliyet gösteren firmaların sayısının gerektiğinden çok olması. Basitçe bakıldığında vinç sisteminin belli bir düzeye gelmiş makine aksamı da dahil bütün ekipmanlarını yapan firma sayısı yerli olarak 15 adet. Bu firmaların toplam üretim satışları yaklaşık 50 milyon euro. Merdiven altı üretim yapan firmaları da sayarsak bu sayıya yaklaşık 30 adet daha eklemek gerekiyor. Aynı incelemeyi Almanya gibi sanayi devi bir ülkede yaptığımız zaman orada aynı özelliklerde çalışan firma sayısının 5 olduğunu, satış rakamlarının ise 1 milyar euroya ulaştığını görüyoruz. Bu fotoğrafa bakıldığında sektörün hızlı şekilde bir konsolidasyona ihtiyacı olduğu görülüyor. Bu konsolidasyon yapıldığında oluşacak innovasyon ve işbirlikleriyle yerli firmaların iş yapma kabiliyetleri Türkiye ile sınırlı kalmayacak ve yeni pazarlarda rekabet edebilecek.”
Kaynak: Perşembe Rotası
