• BIST 9915.62
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 26 °C

Yat sektörü büyüyor ama markalaşamıyor

Yat sektörü büyüyor ama markalaşamıyor
777 Yacht Group Yönetim Kurulu Başkanı Sonay Günay, tersanelerin birlik olmasının ve Türk alıcılarının yerli üretime destek vermesinin son derece önemli olduğunu söyledi.

Türk yat üreticilerinin kalite olarak birçok Avrupa ülkesini geride bıraktığını ancak, markalaşma konusunda hak ettiği yere gelemediğini dile getiren 777 Yacht Group Yönetim Kurulu Başkanı Sonay Günay, bu noktada tersanelerin birlik olmasının ve Türk alıcılarının yerli üretime destek vermesinin son derece önemli olduğunu söyledi.

777 Yacht Group olarak yaklaşık beş yıldır yat sektöründe brokerlik hizmeti sunduklarını aktaran şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Sonay Günay, gemi inşa mühendisleri ve tasarımcılardan oluşan uzman ekibi ile şirketin en önemli amacının uluslararası yabancı müşteriyi Türkiye’ye getirerek Türkiye’deki kaliteli ürünü dışarıya pazarlamak olduğunu belirtti. Günay, bunun yanı sıra müşterinin bütçesine ve isteğine göre dünyanın neresinde olursa olsun müşteriye en uygun tersaneyi bulan uluslararası çalışan bir firma olduklarının da altını çizdi.

“Kalitemizle İtalya’yı solladık”

Türkiye’nin yat üretiminde İtalya ve Hollanda’dan sonra üçüncü sırda yer aldığını ifade eden Günay, dünyanın en büyük seri imalat tekne üretici İtalya’nın kalite olarak ise Türkiye’nin gerisinde kaldığını belirtti. Günay, “İtalya her zaman üretim adedi olarak birinci sırada.  Ancak İtalya’nın birincilik konumu kalite konusunda değil, üretim sayısı konusunda.  İtalya’da 40 m üstü teknelere baktığınız zaman bir anda sektörde birincilikten altıncı sıraya düştüğünü görürüsünüz. Kriz İtalya’yı oldukça etkiledi. Dizayn konusunda öne çıktıkları için dizayn da bir değişiklik yapmadılar ancak maliyetleri kısmak için teknik anlamada içerde kaliteyi düşürdüler.  Dolayısıyla kalite sıralamasında Türkiye, İtalya’yı solladı” diye konuştu.

“Pek çok avantajı bir arada sunuyoruz”

Türkiye’nin yat inşasında rakip ülkelere karşı çok daha avantajlı olduğunu anlatan Günay, özellikle Türkiye’deki işçilik fiyatlarının sektöre büyük katkısı olduğunu ifade etti.  Sektörün kendi mühendislerini de yetiştirmeye başladığını aktaran Günay, bu mühendislerin kendilerine özgü teknikler geliştirdiğini ve makineden çok işçi ile çalışan sektörün maliyet avantajı yarattığını belirtti. Günay, “Türkiye’de yat yaptırmak isteyen 10 kişiden 9’unun yabancı olmasının nedeni de bu. Çünkü burada kaliteyi daha uygun maliyete bulabiliyorlar” dedi.  Günay, Türkiye’nin bir diğer önemli avantajının ise diğer ülkelerden faklı olarak, müşteri bir değişiklik yapmak istediği zaman Türk tersanelerinin bu değişikliği yapabilmesi olduğunu söyledi.

“Sektör kırılma noktasında”

Türkiye’nin yarattığı iş gücü ve kalitesiyle İtalya’dan üstün olmasına ve Almanya ile baş başa olmasına rağmen markalaşma konusunda istenilen düzeye gelemediğini dile getiren Günay, Türkiyenin şu anda bir kırılma noktasında olduğunu, Türkiye’deki yat üreticilerinin bir marka olduklarını göstermeleri ve fiyat sıkalasını bir üst noktaya taşıması gerektiğini vurguladı. Türk yat sektörünün en büyük eksiklerinden birinin pazarlama konusunda olduğunu belirten Günay, “Türkiye avantajlarını kullanabilirse üretimde de İtalya’nın önüne geçer. Dünya yat sektörü 2012’ye iyi başladı. Proje sayıları arttı. Türkiye bu fırsatı iyi değerlendirmeli. Türk tersanelerinin diğer Avrupa ülkelerindeki gibi birlik olması ve bir dernek altında birleşmesi bu noktada çok önemli. Değerlerimize hep birlikte sahip çıkarak pazarlamamızı iyi yapmalıyız” şeklinde konuştu.

“Adım Sonya olsa daha çok iş yapardım”

“Biz kendi içimizde markalarımıza gereken değeri vermiyoruz” diyen Günay, özellikle yurtdışında kendi marklarımızın yeteri kadar reklamının yapılmadığının ve övülmediğinin altını çizdi. Günay, “Yabancı mega yat siparişi veren kişiler Türkiye’yi ve bizim gibi firmaları tercih ederken çoğu Türk müşterisi İtalya gibi pahalı ya da İngiltere gibi kalite olarak bizden daha aşağıda ama fiyat olarak bizden daha yukarıdaki şirket ve tersaneleri seçiyor. Bu da sektörün markalaşmasının önünde büyük bir engel oluşturuyor. Maalesef adım Sonay değil de Sonya olsaydı Türk yat alıcıları firmamıza daha çok ilgi gösterirdi” dedi.

“Sektörünün ekonomiye katkısı büyük”

Sektörünün istihdama ve ekonomiye katkısının büyük olduğunu vurgulayan Günay, “Dünyada süper yat sektörünün direkt ve dolaylı olarak cirosu yaklaşık 24 milyar euro. Türkiye’de ise bu ciro 1 miyar euronun biraz üzerinde. Sektör, üreten ve tamir yapan tersanelerin yanı sıra; tasarımcılar, tedarikçiler, yat işletmecileri, brokerler, sigortacılar, marinalar ve avukatlar gibi pek çok alanı da bileşeni olarak barındırıyor. Türkiye’deki tersanelerin 70’e yakını yat ve küçük tekne inşaatı ile ilgileniyor.  Doğrudan süperyat sektörün içerisinde çalışan kişi sayısı ise 10 bin civarında. 30 m üzeri bir tekne siparişi aldığınızda ciddi bir istihdam yaratıyorsunuz. Tersanede bu tekne için 200 kişi istihdam ediyorsunuz fakat dolaylı olarak 500 kişiye istihdam sağlanıyor.  Bu sektörün Türkiye ekonomisine 400 milyon euro ila 600 milyon euro arasında bir getirisi var” açıklamasında bulundu.

www.UlasimOnline.com

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Ulaştırma | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim