İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, Euro bölgesinde yaşanan ekonomik krizin, kimya ihracatçısına yeni fırsatların önünü açtığını belirterek, '' İtalya, İspanya gibi ülkelerde üretimin yavaşlaması, rotanın Türkiye'ye dönmesine ve siparişlerin Türkiye'ye kaymasına neden oldu'' dedi.
Akyüz, yaptığı değerlendirmede, kimya ihracatının 2012'nin ilk yarısında yüzde 9,96 artışla 8 milyar 750 milyon dolara taşındığını ve Türkiye'nin en fazla ihracat yapan ikinci sektörü olduğunu anımsattı.
Pek çok sektöre girdi veren kimya sektöründeki büyümenin bu açıdan diğer sektörlerdeki büyümenin de habercisi niteliğinde olduğunu söyleyen Akyüz, ''Avro Bölgesi'nde yaşanan ekonomik kriz, kimya ihracatçısına yeni fırsatların önünü açtı.
İtalya, İspanya gibi ülkelerde üretimin yavaşlaması, rotanın Türkiye'ye dönmesine ve siparişlerin Türkiye'ye kaymasına neden oldu. Artık birçok İtalyan firması Türkiye'de üretim yaptırıp kendi ülkesinde markasını koyuyor. Ayrıca kimya sektöründen birçok firmamızın satın almalar açısından da Avrupa'daki fırsatları değerlendirdiklerini gözlemliyoruz'' diye konuştu.
''Hammadde yatırımları halen yeterli düzeyde değil''
Yeni teşvik sisteminden yatırım anlamında büyük beklentileri olduğunu, özellikle hammadde tarafında büyük sıkıntı yaşadıklarını aktaran Akyüz, alt sektörler bazında farklılık göstermekle birlikte sektör genelinde yüzde 80 gibi yüksek bir oranda ithalata bağımlılığın söz konusu olduğunu dile getirdi.
Akyüz, ''Yerli üretimin yeterli oranda olmayışı, sektörü ithalata bağımlı hale getiriyor. Hammadde yatırımları halen yeterli düzeyde olmamakla beraber yeni teşvik sistemi çevre ülkelerdeki yatırımları Türkiye'ye kaydıracaktır'' dedi.
Kimyanın yüksek katma değer yaratmaya çok uygun bir sektör olduğunu vurgulayan Akyüz, kimya sektörü gelişmeyen bir ülkenin dünyanın en büyük ekonomileri arasına girmesinin de mümkün olmayacağına dikkati çekti.
Dünya genelinde teknolojinin gelişmesi ve Ar-Ge'ye yapılan yatırımların artmasıyla, yaratılan katma değer oranlarının çok yükseldiğini anlatan Akyüz, Türkiye'nin kimya ihracatının daha da yükselmesi için yeni pazarlara ulaşılması kadar, katma değerin de artması gerektiğini söyledi.
Kimya sektöründeki yeni yatırımlar
Akyüz, yeni teşvik sisteminde ''stratejik yatırımların'' teşvikinin kimya sektörü açısından taşıdığı öneme işaret ederek, şunları kaydetti:
''Önümüzdeki dönemde plastik, ilaç ve eczacılık, boya, kozmetik gibi sektörlere yeni yatırımların gelmesini bekliyoruz. Teşvik sisteminin açıklanmasının ardından açıklanan yatırımları görmek de bizleri memnun ediyor. Geçtiğimiz aylarda kimyanın en hızlı büyüyen alt sektörlerinden plastiğe, yeni teşvik sistemi kapsamında 1 milyar dolarlık yeni yatırım geldi.
Adana-İskenderun bölgesinde yıllık 500 bin tonluk üretim yapacak polipropilen fabrikasının kurulacağı açıklandı. Bu yatırım, önümüzdeki aylarda başka yatırımların da geleceğinin habercisi.''
Yüksek katma değere sahip olan kanser ilaçlarının, yeni teşvik sistemlerinin de yardımıyla Türkiye'de üretileceği konusunda oldukça ümitli olduğunu dile getiren Akyüz, stratejik yatırım kapsamında verilen desteklerin sektörün geneli açısından çok büyük artılar getireceğini ifade etti.
Akyüz, Türkiye'nin, büyüme rakamları ve pazarının dinamizmi ile yatırımcıların yakından izlediği bir ülke haline geldiğine işaret etti.
''Sektörde ithalat, ihracatın yaklaşık 5,5 katı''
2012 yılının ilk yarısında, kimya sektöründe 8 milyar 750 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiğini, aynı dönemdeki ithalatın ise 47,6 milyar dolar olmasının beklendiğini belirten Akyüz, ithalatın yüksek oranda hammaddeden kaynaklandığını söyledi.
Şu an 4 trilyon dolar civarında olan dünya kimya ticaretinin 2023 yılında 6,3 trilyon dolar olacağının tahmin edildiğini ifade eden Akyüz, Türkiye'nin dünya kimya ticaretinden aldığı payın ise yüzde 0,5 civarında bulunduğunu, 2023 yılında hedeflerinin 50 milyar dolarlık ihracatla bu oranı yüzde 0,8'ler düzeyine çıkarmak olduğunu dile getirdi.
Yıl sonuna kadar 18 milyar dolarlık kimya ihracatına ulaşmayı hedeflediklerini tekrarlayan Akyüz, ''Bu da 2011 yılına göre yüzde 10'luk bir büyüme anlamına geliyor. İhracat performansımız ve pazarların çeşitlenmesiyle birlikte bu hedefimize rahatlıkla ulaşacağımızı düşünüyoruz. İhracatçılarımız Avrupa pazarının dışına çıkmış durumda. Özellikle Ortadoğu, Hindistan, Asya ülkelerine olan ihracat oranları da hızla artış gösteriyor'' diye konuştu.
Yeni pazarlar
Akyüz, kimya ihracatçılarına yeni ülkelerin kapısını aralamak için ihracat potansiyelinin yüksek olduğunu gördükleri ülkelere ziyaretler yaptıklarını ifade edererek, şunları söyledi:
''Son olarak Türk Kozmetik Sektörü Yurtdışı Pazarlama Takımıyla birlikte 16 Türk firmasını Paraguay, Şili ve Uruguay'a götürdük. Ekonomi Bakanlığı'nın İhracat Genel Müdürlüğü sayesinde URGE-Uluslararası Rekabetçiliğin Desteklenmesi tebliği kapsamında bir araya gelen ve kozmetik pazarlama takımı olarak adlandırılan kümede yer alan kozmetik ihracatçılarımız, bu ülkelerdeki potansiyel alıcı firmalar, distribütörler ve market zincirleri ile görüştü. Bir haftalık gezide, üç ülkede toplam 80 firma ile ikili iş görüşmeler yapıldı.
Kozmetik ve kişisel bakım ürünleri sektöründe Güney Amerika, pazar büyüklüğü ile Türk kozmetik sektörü açısından önemli bir bölge. Paraguay, Şili ve Uruguay'ın ardından önümüzdeki dönemde farklı Güney Amerika ülkelerine de ziyaretlerde bulunmayı planlıyoruz.''
Sektörel problemler
Akyüz, Türkiye'de ciddi bir problem olan sektörel sanayi bölgeleri konusunda maliyetlerin düşürülmesi için kiralama sistemine geçilerek, rant amacıyla bu yerlerin satışının sınırlandırılmasının sektöre güç katacağını vurguladı.
Marmara ve Ege bölgelerinde hammadde kaynaklarına yaklaştıkça artan sanayi bölgeleri fiyatlarının, kimya sektöründe lider ülkelerin çekici fiyatlarıyla çeliştiğini anlatan Akyüz, bu konuda da ayrıca bir kira mekanizması oluşturulmasında fayda olduğunun altını çizdi.
Akyüz, kimya sektörüne yönelik Ar-Ge desteklerinde minimum 50 kişi sınırlamasını daha değerli bilim adamları istihdamı açısından yarıya indirmekte büyük fayda gördüklerini belirterek, ''Yurt dışında yaşayan bilim adamlarımızı ülkemize bu şekilde getirip, sayıya yönelik değil daha üst düzey Ar-Ge çalışanını istihdam etmek mümkün olacak'' dedi.
Akyüz, REACH (Kimyasalların Tescillendirilmesi, Değerlendirilmesi, Ruhsatlandırılması ve Kısıtlanması) konusunda desteklerin halen gecikiyor olmasının, sektörün AB'ye ihracatını tehdit eden bir diğer unsur olduğunu da sözlerine ekledi.