Hafta başından bu yana TL, dolar karşısında diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinden daha iyi performans gösterirken; dolar/TL güne 2.93 civarında başladı. Genel olarak ise yurtiçinde siyasi belirsizlikler ve devam eden şiddet eylemlerinin piyasada baskısı sürüyor.
Analistler iki gündür TL'de görülen pozitif ayrışmaya neden olarak; Çin'in büyümesinin yavaşlayacağı endişelerinin diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinde sert satışlara neden olmasına karşılık Türkiye'nin doğrudan ticaret ilişkisinin az olmasını ve kısa süre önce bir ihtimal olmaktan çıkan AK Parti'nin tek başına iktidara gelme olasılığının önceki günkü Konda anketii le birlikte yeniden gündeme gelmesini gösterdiler.
İç ve dış güvenlik endişelerinin arttığı, ABD'nin 10 yıl aranın ardından er ya da geç faiz artışlarına hazırlandığı ve TCMB'nin faiz tarafında bir adım atmak için Fed'i bekleyeceğine işaret ettiği bir dönemde yaşanan seçim dönemi siyasi belirsizlik nedeniyle TL'yi baskılayan ana unsurlar olarak ön planda çıkıyordu.
HSBC Hazine Grup Başkanı Fatih Keresteci, bu sabahki notunda Çin'deki ekonomik yavaşlamanın dış dünyaya etkisinin net bir şekilde gözlemlenmeye başladığını ve Fed'in 16-17 Eylül toplantısında faiz artırımına gitmesinin zorlaştığına dikkat çekerek, Türkiye cephesinde ise ekonomi dışı gelişmelerin piyasalar üzerinde baskı oluşturduğunu belirtti.
Keresteci, dün Koza-İpek Grubu'na yönelik düzenlenen operasyonun ardından grubun borsada işlem gören hisselerinde sert düşüşler yaşandığını hatırlatırken, benzer operasyonların başka grupları da kapsayacak şekilde genişleyebileceği dedikodularının satış baskısının genele yayılmasına neden olduğunu, bunun da piyasalarda var olan hafif iyileşme sinyallerini söndürdüğünü belirtti.
Keresteci şöyle devam etti: "1 Kasım'daki erken seçim öncesinde var olan siyasi belirsizlikler, terör eylemlerinin sürmesi ve reel sektörden gelen olumsuz sinyaller Türk mali piyasaları üzerinde kalıcı bir satış baskısı yaratıyor. Daha da önemlisi, bahsedilen bu risklerin nasıl çözülebileceğine ilişkin somut ve net bir yol haritasının olmaması da bir miktar umutsuzluğu beraberinde getiriyor. Bu tablonun yakın gelecekte de korunacağını düşünüyoruz."
