'Katma değerli servislerde engel vergiler'
Mobil Servis Sağlayıcı İş Adamları Derneği Başkanı Kerem Alkin, kamu otoritesinin desteğiyle vergi düzenlemelerinin kolaylaştırmasını istediklerini belirtti.
Mobil Servis Sağlayıcı İş Adamları Derneği (MOBİLSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Alkin, kamu otoritesinin desteğiyle vergi düzenlemelerinin kolaylaştırmasını istediklerini belirterek, dünya ölçeğinde olmayan vergilendirmeyle yönetildiklerini, Türkiye'nin katma değerli servislerde önde olmasını engelleyen unsurun vergiler olduğunu savundu.
Kalkınma Bakanlığı, İstanbul Kalkınma Ajansı desteğiyle MOBİLSAD'ın hazırladığı ''İstanbul Finans Merkezi Vizyonunda Katma Değerli Servislerin Geleceği'' araştırma ve strateji raporunun tanıtıldığı toplantıda konuşan Alkin, derneğin, katma değerli servislerin dünyada geldiği düzeyi dikkate alarak, Türkiye'nin bu alandan daha fazla pay almasını sağlamayı amaçladıklarını söyledi.
Dünyadaki katma değerli servislerin büyüklüğünün 57 milyar dolara ulaştığı ve bunun Türkiye'nin yıllık toplam ihracatının yüzde 40'ından fazlasına denk geldiğinin altını çizen Alkin, katma değerli servisleri en üst düzeyde yapacak güce sahip Türkiye'nin, mobil servisler dünyasında var olması gerektiğini ve bu sektörün bazı desteklere ihtiyacı olduğunu ifade etti.
Alkin, ''Yeni teşvik sisteminde Türkiye üretime destek verirken, bir noktayı ihmal ediyor. Üretim ile ilgili değer zincirinin bir kısmı teşvik edilirken, diğer kısımlarda teşvik sıkıntısı yaşanıyor'' yorumunu yaptı.
Türkiye'de hizmetler sektörünün önemine işaret ederek, katma değerli servislerden beklentilerin yüksek olduğunu vurgulayan Alkin, şöyle konuştu:
''İstanbul'un finans merkezi vizyonuyla ilişkili olarak, İstanbul'da uluslararası ölçekte hizmet veren borsaların aplikasyonlarının dünyaya mal edilmesi lazım. Bizim KOBİ'lerimiz tarafından üretilen servisler aracılığıyla İMKB'ye, İstanbul Borsası'na işlem yapabilecek şekilde ulaşabilmelidir.
Küresel yatırımcıları İstanbul odaklı olarak İstanbul üzerinden Borsa'ya yönlendirmek gerekiyor. Akıllı telefonlar ve tablet bilgisayarlar aracılığıyla işlem yapabilecek yeni bir model oluşturulması lazım. Biz, katma değerli servislerin ne kadar önemli olduğunu göstermek için yola çıktık. 20 yıldan bu yana İstanbul'un finans merkezi olup olmayacağı ile ilgili projeler üzerinde çalıştık.''
İstanbul'un finans merkezi olması adına İstanbul Kalkınma Ajansı'nın ciddi bir misyon üstlendiğini vurgulayan Alkin, ''Geçen sene itibariyle dünyada 57 milyar dolara ulaşan mobil aplikasyon sektörü dikkate alındığında, Türkiye'deki gelişmeyi sağlamak için teşvik bile istemiyoruz.
Sadece kamu otoritesinin desteğiyle vergi düzenlemelerinin kolaylaştırmasını istiyoruz. Mobil alanında artık her şey ses iletimi değil, data iletimi sürecine girdik. Dünya ölçeğinde olmayan vergilendirmeyle yönetiliyoruz. Bu doğru bir strateji değil.
Türkiye'nin katma değerli servislerde önde olmasını engelleyen unsur vergilerdir. Üretilen aplikasyonlar, katma değerli servislere daha makul vergi düzenlemelerinin yapılmasını istiyoruz'' şeklinde konuştu.
Sektörün ne tür teşvikler beklediği yönündeki soru üzerine Alkin, ''1990'lı yıllar Türkiye'de boş geçirildi. Ne teknoloji ne inovasyon konuşuldu. 1990'lı yıllar çöpe gittiği için bazı teknolojik altyapıda 14-17 yıl geriden geliniyor. Teknopark devri bitti. Artık İstanbul'un bütün santimetresini yüksek katma değerli serbest bölge ilan edilmesi lazım'' dedi.
Rapor
Raporu hazırlayan araştırma ekibi koordinatörü Can Fuat Gürlesel de sektörün gelişmesine yönelik 2 aylık bir çalışma yürüttüklerini, dünyanın giderek mobil hale geldiğini, geçen yıl itibariyle ciddi bir internet kullanıcı sayısı ve mobil kullanıcı sayısına ulaşıldığını kaydetti.
Gürlesel, dünyanın neredeyse tamamının mobile ulaşacak durumda olduğuna değinerek, ''Bunlar günde bir katma değerli hizmetten yararlansa, günde 6 milyar, ayda 180 milyar adet hizmet kullanımı olur. Türkiye de dünyadaki mobiliteye ayak uyduruyor. Türkiye'deki tüketici, teknolojiyi seviyor ve kullanıyor'' dedi.
Gelecekte yabancı servis sağlayıcıların da Türkiye'de görüleceğine dikkati çeken Gürlesel, Türkiye'deki mobil servislerin oldukça geniş olduğunu ve dünya ile aynı hızda geliştiğini kaydetti.
Rapora ilişkin de bilgi veren Gürlesel, Türk şirketlerinin rekabet gücünün yabancı şirketlere göre daha ileri olduğunu düşünenlerin oranının yüzde 30, eşit olduğunu düşünenlerin oranının yüzde 37 ve yetersiz olarak görenlerin oranının ise yüzde 33 olduğunu bildirdi.
Yabancı şirketler ile karşılaştırıldığında yüzde 37'lik kesimin Türk şirketlerinin pazar, müşteri ve tüketici ihtiyaçları ile taleplerine yönelik yeni ürün geliştirme kapasitesinin daha ileri düzeyde olduğunu düşündüğünü belirten Gürlesel, yüzde 30'unun ise eşit olduğunu düşündüğünü anlattı.
Sektörde yüzde 43'ün yetişmiş iş gücü ve insan kaynağına sahip olduğunu, yüzde 33'ünün sahip olmadığını belirttiğini söyleyen Gürlesel, Türk şirketlerinin yeterli sermayeye sahip olmadığını belirtenlerin ise yüzde 77'lik paya sahip olduğunu ifade etti.
Sektör temsilcilerinin yüzde 48'inin ilgili düzenlemeleri yeterli, yüzde 47'sinin yetersiz bulduğunu kaydeden Gürlesel, yüzde 64'lük kesimin ise sektöre yönelik teşvikleri yetersiz, yüzde 36'sının yeterli bulduğunu, yüzde 71'inin de vergileri yüksek bulduğunu söyledi.